Sende Mevsimler

Buğday tarlalarından süzülüp gelen bu rüzgâr,

Senin saçlarına da değdi mi?

Bu gökyüzünün bulutları ve kederleri aşikâr.

Peki bu yağmur süpürdü mü tüm dertlerini?

Uçsuz bucaksız, derin, koyu, yeşil bir orman gözlerin,

Tüm dünyayı yeşertti mi?

Güneş doğdu bu sabah sen gülerken,

Gülerken yüzün, nehirlere tekrar can verdi mi?

Kalbimin üstünde elin,

Beren, eldivenlerin kar beyaz,

Hafif bir tebessüm yüzünde,

Dudaklarında bir ayaz,

Nasıl bu kadar parıltılısın!

Bu mevsim nasıl üşütmedi seni?

Saçların serserice sarılmış boynuna,

Saçların üşümüş belli,

Peki ilkbahar bir çam ağcının altında mı gelmeli?

Güneş neşeli gözlüklerine selam vermeli,

Saçlarının uçlarında ilkbaharın ışıltısı,

Krem rengi bir ceketin siyah büyük düğmeleri,

Ve sen şimdi bir deniz kenarındasın.

Gözlerin biraz uzaklara dalgın,

Belki büyülü maviliğin derinlerinde yorgun,

Arkanda bir balıkçı barakası sana dargın,

Bu sefer hangi mevsimdesin?

Tam kestiremiyorum.

Sanırım serin bir ilkbahar güneşi vuruyor dallara,

Yüzündeki gülümsemeyi dikkatlice izliyorum,

Saçlarınsa bir pelerin gibi kollarına uzanmakta,

Yaz gelmiş olmalı bu sefer,

Güneş kızgın ve bir atın üstündesin,

Kaskının üstünden dağa tırmanan evler,

Omzun biraz tedirgin ve sıkıca eyeri kavramış ellerin,

Nihayet sonbahar geldi ve elin yüzüne değdi,

Neredeyse yapraklarla aynı renkte şapkan,

Gözlerinin çok uzaklardan geldiği belli,

Şenlik alanı merdivenlerindesin,

Gözlerin kadar yeşil bir göl ve orman var arkanda,

Bir tahta çit, yaslanıp poz verdiğin,

Ama elin kolun rahat durmuyor asla,

Saatin daha uyanamamış,

Gözlerine bakmadığı için…

CEMAL ÇELİK

Yorum bırakın