Bir izlek hep vardır yabanıl yere çıkan
Bir yol açılır kaybolmaya ya da kendini bulmaya
Görmeyenin gören üstünde hakkı var gün gün
İki nokta arasında yürüyen bir noktayım
Rengini gözleyen atlas kumaş olarak sen
dünyayı kendi şarkına nasıl katıyorsun?
Ayaklarını benden iyi kimse anlayamaz
Başka kelimelerin geçtiği bir yol bu
Geçerken okuyup baktığımız evler
Görmediyse birimizin ötekine gösterdiği
Sabaha dek konuştuğumuz geniş bir yol
kadar çok konuştuk ki dünya bitecek sandım
Yelek cebinde kemik saplı çakıydı zaman
Kayıp günlerin üstüne serdiğin kolsuz ceket
Kırılgan izinin atası ne Sürmene ne Taşkent
Sonu başından önce olan bitimsiz çizgi
Kelimelerin yetmezse duran bir taşı savur
Deniz ıslık ekler ve dile gelir dünya
Gürsel Bektaş