Şirreti Evcilleştirmek

 Birbirinden güzel oyunların sergilendiği, çok sevimli bulduğum Moda Sahnesi’nde, farklı isimlerle Türkçeye çevrilen William Shakespeare’in  The Taming of the Shrew oyununu izlemiştim bu yaz. Yeni sezon başlamadan bu oyunla ilgili izlenimlerimi paylaşmamın yaralı olabileceğini düşündüm. 

 William Shakespeare’in 1590-91’de yazdığı 1593’de ilk temsilinin yapıldığı eser, 1934’den beri Huysuz Kız veya Hırçın Kız olarak dilimize çevrilirken bu dev eser bu defa Şirreti Evcilleştirmek olarak karşımıza çıkıyor. İstanbul Devlet Tiyatrosu’nun sahneye koyduğu, Hakan Meriçler, Veda Yurtseven ve diğer başarılı oyuncu kadrosuyla Hırçın Kız’ı iki kere Taksim Atatürk Kültür Merkezi’nde izleme şansını yakalamıştım. Şirreti Evcilleştirmek, ilk başlarda oyun içinde oyun gibi geldi. 2 saat 30 dakika süren Hırçın Kız, biraz eksiltilmiş, ona biraz ilaveler yapılmış. Bolca atıfta bulunulan bu oyuna, masal, halk şarkıları, kitap, hikâyeler de eklenerek oyun, 135 dakika olacak şekilde sahneye konmuş. Moda Sahnesi, “Hırçın Kız” yerine bu ismi, daha geniş bir anlam yelpazesi sebebiyle uygun görmüş.

 Önce “evcilleştirme”kavramına şöyle bir bakalım: İnsanlık tarihinden bugüne evcilleşen ne? Evcilleştiren kim? Hayvanlıktan insanlığa dönüşüm yolculuğunda, evcilleşen insan mı, yoksa evcilleşen insanın evcilleştirmeye çalışarak dengesini bozduğu doğa ve hayvanlar mı? The Taming Of The Shrew isminin Hırçın Kız yerine Şirreti Evcilleştirmek olarak kullanılması belki de bu derin anlamı düşündürme amacı taşıyordur.   

 Gelelim oyunun konusuna. İçinde pek çok karakteri barındıran oyun, 14. yüzyılda zengin bir adamın huysuz, şirret, hırçın kızı Kate’in, kendini soylu sanan Petruchio tarafından uysallaştırmasını (evcilleştirilmesini) anlatıyor. Zengin Baptista’nın Katharina ve Bianca adında iki kızı var. Küçük olan Bianca, görgülü, kibar, pek çok erkeğin evlenmek istediği türden. Katharina ise tam tersi, çekilmez, asi, şirret. Baba Baptista, Bianca ile evlenmek isteyen iki gence şart koşar. “Önce büyük kızım Katharina ile evlenecek birini bulun.” İki arkadaş çare ararken karşılarına kendini soylu sanan Petruchio çıkar ve Katharina ile evlenmeyi kabul eder. Oyunun içinde bir sürü oyunlar, entrikalar birbirini izler. Erkek egemen rolü ile aklınca onu ehlileştirecektir ama bu hiç o kadar kolay olmayacaktır.

 Eserin ana karakteri Katharina, bastırılmaya çalışılan, bastırılamayan  gölgesiyle barışık, onunla yan yana yürürken toplumun kabul etmeyeceği davranışlar, sözler, arzular ve asilikleriyle hem tehlikeli hem güçlü. Saçmalamaktan yoksun olmayan bir yaşamla kendince özgür, duygularıyla barışık, eğlenceli ve devrimci.

 Evcilleştirilmeye çalışılan süreçte ise bastırılmk isteneneylemleri ile gölgesinden uzaklaşan, cılız bir yaşama doğru ilerleyen bir yolculuk…

 Erkek egemen dünyanın, bastırılmaya çalışılan kadına bakışın, bir tür dayatmanın, yüzyıllardır değişmediğini, içine gündelik ögeler de katılmak suretiyle güldürerek, düşündürerek, önümüze sunarak hatırlatan bu dev eser, tam bir kara komedi.  Sonuç olarak şunu sormak isterim:Hepimizin içinde evcilleştirilmeye çalışılan bir “Hırçın Kız” var mı? Bastırılmış, yok sayılmış?  Bastırılanın geri dönmesi gibi kaçımız bunu başarabildik? Ya  evcilleştirmeye yeltenenler? Sayıları azımsanamayacak kadar çok. Şirretlik diye tanımlamalar, kolektife, pek de adından bahsedilmek istenmeyen Lilith’e kadar gidiyor olmalı. Peki Lilith mi Havva mı cesur olan, önümüze konan?

 Bu muhteşem komedi, Kemal Aydoğan’ın rejisiyle, birbirinden gerçekçi, komik, usta oyuncularla unutulmayacaklar listesine girdi. Yıllardır kapalı gişe oynayan Şirreti Evcilleştirmek oyununu kaçırmayın!

     

Yorum bırakın