*Şehrin tepesinde uçan helikopterden bir ses gelir*
–Dekameron şehri toz duman içinde kaldı. *cızırtı* Jose ve Victor savaşında kazananı belirleyecek olan *cızırtı* son kozlarını oynadılar…-
Victor: Sana kaç kere dedim bir daha yoluma çıkma!
Jose: İster inan ister inanma ama bu savaşın kazananı belli.
Jose tüm gücüyle Victor’a vurdu. Her yer toz duman içerisinde kaldı. Normalde Victor’un tozun içinden yenilmiş bir şekilde çıkması gerekirken Victor hiçbir yara almadan dumanların içinden çıktı. En sonunda kendisini yenmeyi başaran saldırıyı durdurdu. Bu, sonun bir başlangıcıydı.
Jose: Şaşırdım bunu engellemeni beklemiyordum.
Victor: Daha şaşıracağın çok şey var seni dangalak. 11 yıl boyunca boş boş durduğumu mu sandın ha!?
Jose: Hahahaha karşında dünyanın en güçlü kahramanı varken ne yapabilirsin ki? Seni sefil karınca!
Victor: İşte 11 yıllık çalışmamın karşılığı!
*Yukarıdan bir ses yükselir*
Jose: *küçümseyerek* Sen ve senin aptal silahlarından bir tane daha.
*Büyük bir patlama*
Bu sefer yerde duran Victor değil Jose idi.
Victor: NE!? Jose? *Jose’yi hafifçe tokatlar* Sonunda en sonunda başdüşmanımı yendim.
*Jose’nin cesedini kaldırdı ve herkese gösterdi*
Victor: Görüyor musun DÜNYA? Bütün UMUTLARINIZ, HAYELLERİNİZ ve MUTLULUKLARINIZ avcumun içinde yok oldu!
Ahahahaha hahahaha AHAHAHAHAHAHAHA
AHAAHAHAHAHAHAHAHAHAHAH HA HA!
Sesi tüm Dekameron’da yankılandı. İnsanlar inanmadı, inanmak istemedi. Büyük kahramanın heykelleri bir bir yıkıldı. Bütün şehir kaos içinde yok olmayı beklerken. Victor? Victor yok oldu!? “Kimse görmedi mi? Victor nereye kaybold-”
*Televizyon kapanır*
Victor elindeki mısırı çöpe attı.
Victor: Ahh! Mısırım bitmiş. Dolapta da yok. Sanırım biraz iş vakti geldi.
Kahramanın ölümünden 24 gün geçti. Şehir biraz da olsa kaostan kurtulmuştu. Yangınlar sönmüş. İnsanların birbirine olan güveni sarsılmıştı. Beyaz kapşonlu bir adam ara sokakta insanlara yardım etmekteyken Victor ortaya çıktı:
Victor: KAYBOL! burada iyiliğe yer yok.
Beyaz kapşonlu adam Victor’a saldırdı ama nafile sanki demire yumruk atmak gibiydi. Adam pes etti ve kaçtı.
Zavallı Adam: Lütfen yapmayın evde çocuklarım bekliyor.
Victor: KES! Çocukların umrumda değil. Şimdi sökül paraları.
Victor zavallı adamın bütün parasını zorla aldı.
Markete vardığında her yer darma duman olmuştu. Ayakta kalan birkaç raftan patlamış mısır ve çikolata aldı. Tam kasiyerin yanına gitti ki kasiyer Victor’u tanımadı “Borcunuz 23 lira.” dedi. Victor hayretler içinde parayı verdi. Victor evine dönerken şehrin büyük televizyonundaki sunucu kahramanı yenen süper kötünün kim olduğunu araştıran bir grup olduğu anlatıyordu ve grubun ismi de “Demir Kanatlar” idi. Victor’un elindeki poşetler yere düştü.
Victor: Nasıl olurda beni, kahramanınızı öldüren BENİ tanımazsınız? *sinirle yanındaki çöp kovasını devirir* Ulan Jose yaptın yine yapacağını. Öldükten sonra bile beni rahat bırakmayacaksın değil mi?
Victor yerden poşetleri aldı ve evine gitti. Televizyonu açtı, mısırını eline aldı ve şöyle keyifli bir şekilde uzandı.
Haber Sunucusu: Büyük kumarbaz Hakari, Demir Kanatlar tarafından kara listeye alındı.
Victor: Seni aptal herif! Bir Jose, iki bu. Beni uğraştırmaktan başka işiniz yok!
Haber Sunucusu: Büyük kumarbaz Yarın, saat 14.30’da sorguya alınacak.
Victor: *iç çeker ve kendi kendine* polisler tarafından sorguya alınmadan önce öğrenmem gereken şeyler var.
2 Kasım 2024 (İnkâr)
Hücrenin yatağında uyuyan kumarbazı polisler uyandırmaya geldi.
Polis1: *suratına şu döker* KALK! Sorgu vaktin geldi.
Hakari: Tamam lan tamam, zaten bi’ bok yapamayacaksınız. Çünkü şansım her zaman beni kurtarır.
Polisler kumarbazı alıp sorgu yerine götürdüler.
Zorla sandalyeye oturduktan sonra başpolis geldi.
Başpolis: Söyle bakalım kumarbaz kahramanımızı sen mi öldürdün?
Kumarbaz: Benim gibi bir iş adamının insan öldürmekle ne işi olur.
Başpolis: Senin gibi bir “iş adamı” öldürmediyse kim öldürdü o zaman?
Başpolis Kumarbaz’ı tam yerden yere vuracakken Victor duvarı delerek geldi.
Victor: Sorgu vakti bitti benimle geliyorsun “büyük” Kumarbaz.
Başpolis: Sen de kimsin lan?!
Kumarbaz: *polise bakarak* Sana demiştim şansım her zaman yaver gider.
Başpolis: Dur orada! Hiçbir yere gitmiyorsun.
Polisler, Victor’a ateş etti. biraz geri sarsıldı. Victor Buna çok şaşırdı. İlk defa güçsüzleştiğini hissetti. Hemen toparlanıp Hakari ile beraber Victor’un gelirken yıktığı duvardan çıktılar. Kumarbaz’ı bayıltıp evine götüren Victor ona sorular sormak için sandalyeye bağladı.
Victor: *suratına şu döker* Uyanma vakti uykucu.
Kumarbaz: Vay… Eski dostum Victor, nasılsın? Yoksa yine paraya mı ihtiyacın var, hahahaha.
Victor: Senin kirli paralarına ihtiyacım yok, şimdilik. Önce söyle bakalım kahramanı öldürdükten sonra beni neden kimse tanımıyor?
Kumarbaz: Nasıl yani? Ne kahramanı? Bu şehirde kahraman diye birini tanımıyorum.
Victor şaşkın ve sinirli bir şekilde “Dalga geçme benimle.” der. Kumarbaz anlamamış ve meraklı gözlerle Victor’a baktı. “Kahraman Jose, benim başdüşmanım senin her işine engel olan adamı nasıl tanımazsın?”
Victor: Hay si- ben böyle işi!
Victor sinirle Kumarbaz’ın iplerini çözdü.
Kumarbaz: Ben bilmiyorum ama Ağır Siklet biliyordur. Git ona bi’ sor.
Victor: Nerede bu Ağır Siklet?
Kumarbaz: 2-3 güne yurtdışından gelecekmiş diye duydum.
Victor: Bir de bu çıktı başımıza. Ah Jose Ah, ölün ayrı dert dirin ayrı dert.
5 Kasım 2024 (Kabullenme)
Ağır Siklet, silah taciri ile yaptığı takasla D4 gemisi aldı. D4 gemisi ile Decameron şehrine gelirken Victor gökyüzünden geldi ve geminin helikopter sahasına indi. Sinirle kaptan köşküne daldı.
Ağır S: Şehire gelmemi bile bekleyemedin mi?
Victor: Önemli işim var ki erken geldim.
Ağır S: Önce otur bi’ soluklan. *Victor büyük masanın yanına oturdu.* Şimdi söyle bakalım neymiş şu “önemli” işin.
Victor: Öncelikle Kahraman Jose adında birini tanıyor musun?
Ağır S: Bu işlere sekreterim bakıyor. İstersen sorayım.
Victor: Sorma, gerek yok.
Victor, ayağa kalktı. Sertçe kapıyı kapatarak güverteye çıktı. Helikopter sahasından uçmak için hazırlandı. Kollarını kaldırdı ve öylece kaldı. Ne olduğuna anlam veremeyen Victor’u Ağır Siklet buldu.
Ağır S: Ha ha ha, büyük kötü adamımızı bu halde bulmak için ne yapmış olmalıyım.
Victor: Kes sesini sadece!
Victor uçmaya çalıştı ama uçamadı.
Ağır S: Dur dur, belini inciteceksin. Bana da olmuştu bu.
Victor: *Meraklı bir şekilde bakar*
Ağır S: Merak etme ben de muayeneye gidiyordum. Gel seni de götüreyim.
Ağır Siklet ve Victor Dekameron’nun ara sokaklarına gittiler. Tabelası bozuk ve düştü düşecek olan dükkâna girdiler. Ağır Siklet koltukta uyuyan yaşlı adamı uyandırdı. Victor, yaşlı adamı tanıdık buldu ve kendisini tanıtmasını istedi. Yaşlı adam kendi ismini hatırlamadığını ama genelde “Takıntılı” olarak seslenildiğini söyledi. Takıntılı, Victor’u muayene için sandalyeye oturmasını söyledi.
Takıntılı: Hmm çok ilginç, hiç böyle bir vücut ile karşılaşmamıştım.
Victor: Boş yapmayı kes! İyileştirebilir misin, iyileştiremez misin onu söyle!
Takıntılı: Ağır ol genç adam, bu işler aceleye gelmez.
Takıntılı, Victor’u iyileştirmeye başladı. Victor, yavaş yavaş yorgunluğunu kaybetti ama bir anda yine yorgunluk çöktü.
Takıntılı: *kendi kendine* Ah bunu söylemek her zaman zor oluyor.
Victor: Ne oldu?!
Takıntılı: Üzgünüm ama artık yaşam tarzını değiştirmen gerek.
Victor: *yaşlı adamın boğazını tutar* Nasıl yani?
Takıntılı: Tamam tamam önce sakin ol.
Victor: *yaşlı adamı bırakır*
Takıntılı: Hastalığından dolayı her kötülük yaptığında güçlerin biraz daha azalacak. Bu yüzden daha az kötülük yapmaya çalış. Tabii ne kadar yapabilirsin o da meçhul.
Victor, sinirden küplere bindi ve kendini dışarı attı. Biraz etrafında dolandıktan sonra sakinleşti ve yaşlı adamın dediğini denemek için fakir bir adama para fırlattı. Adam şaşkın bir şekilde Victor’a teşekkür etti. Victor biraz olsun rahatladığını fark etti. Victor, hayatı boyunca bu aptal insanlığa yardım edeceğini anlayınca çöküş yaşadı.