Angel Cabaret hikâyesine geçmeden önce sizi biraz tanıyabilir miyiz? Kimdir Gözde Angel? Ve kimdir Victor Gonzalez?
G.A. Merhaba, Yıldız Teknik Üniversitesi Sahne Sanatları ve Modern Dans Bölümü’nü bitirdikten sonra çeşitli müzikal oyunlarda yer almayı tercih ettim. Sonrasında duygularımı farklı şekillerde ifade edebilmeyi deneyimleyebilmek için dansçılığımın yanı sıra oyunculuk ve tiyatro eğitimleri aldım. Her zaman elimden geldiğince üretebildiğim ve sahne üzerinde kalabildiğim bir yaşam hedefi vardı kalbimde.
V.G. Küba’daki Sprachkaffe’de başlayan 15 yılı aşkın profesyonel eğitmenlik hayatıma şimdi İstanbul’da verdiğim özel derslerle devam ediyorum. İstanbul’da yaşamayı ve çalışmayı çok seviyorum. Son on yıldır Havana’daki Ritmo Cuba, Rueda Mania Rusya, Festival del Baile Montenegro, Bailando en İsrael ve İstanbul Dans gibi uluslararası festivallerde workshoplar vermeye devam ediyorum. Şimdi de kariyerime Angel Cabaret performans projesi eklendi.
Gözde Hanım, Angel’in hikâyesini, yönetmenliğini ve geri kalan tüm detayları sizin üstlendiğinizi görüyoruz. Angel’in hikâyesi nasıl çıktı bize biraz bundan bahseder misiniz?
G.A. Angel’in hikâyesi biraz kendimden, biraz Hollywood’un ikonik kadın karakterlerinin yaşam öykülerinden ve biraz da hayal kurmaktan başka hayata tutunuş yolu bulamayan tüm kadınların ortak yolculuğundan kaleme döküldü aslında.
Hani her güçlü kadının ona güçlü olmaktan başka seçenek bırakmayan bir hikâyesi vardır ya hayatta… Aynı zamanda da her kadının bir hayali, ama her hayalin de bir bedeli… Yaşadığı hayatın içinde sıkışıp kalmış, artık hayattan hiçbir şey beklemiyormuş gibi yapan, aslında dünyalar kadar umudu içine sığdırmaktan yorulmuş kadınlar bunlar… Benim gibi… Onlar gibi… Biz gibi…
İşte Angel, içindeki ilhamın anahtarına sahip adamdan aldığı kuvvetle ve ödemeyi göze aldığı büyük bedellerle bir dönüşüm yolculuğuna çıkıyor hikâyede. Bu yolculukta bu kadınların içlerinde hiç durmadan alçalıp yükselen o dalgaları dizginlemek için verdikleri savașta, aslında bütün istedikleri birinin koşulsuz şartsız tüm kalbiyle yanında olduğunu hissedebilmekti aslında. Ve hepsi de buydu.
V.G. İşte bu hikâyenin cesaret veren kahramanı da ben oluyorum hikâye boyunca.
Oyun boyunca hem şarkı söylüyor, hem dans ediyor, hem tiyatral yeteneğinizi ortaya koyuyor, hem de kısa sürede onlarca kostüm değiştiriyorsunuz. Sahnede iki kişisiniz ve sürekli bir akış var. Neden bu kadar yorucu bir performans kurgulamayı tercih ettiniz?
G.A. Farklı disiplinleri bir araya getirerek ve kostümlerine kadar kendim seçerek sahne üzerinde olmak isteyeceğim bir projede yer almak her zaman hayalimdi. Ancak tanınmamış bir yüz için böyle bir başrol oynayabilmek tahmin edersiniz ki asla mümkün değil. Bu yüzden hayalimin peşinden giderek azimle onu baştan sona kendim tasarladım. Victor da muhteşem bir dansçı ve koreograf olduğu için her şeyin üstesinden kolaylıkla geldik. Onu ilk gördüğümde içimden tam olarak şöyle söyledim. Sen bu hikâyenin kahramanısın. Hoş geldin rüyama.
V.G. Türkçe metinli bir hikâyenin içinde olsam da sahne üzerinde birlikte yol almak hiç de zor olmuyor. Koreografi olan bölümlerde de doğaçlama olan bölümlerde de birbirimizi kolaylıkla tamamlayabiliyoruz.
Hangi sahneler ve mekânlar Angel Cabaret için daha uygun?
G.A. Aslında bu projeyi kafamda Dada Salon Cabaret için tasarladım. En başından beri bu hikâyenin ve kadınların ruhunu o sahnede yaşamak ve yaşatmak istiyorum. Bunun için hala fırsatım olmadı ama bunu yaşamanın oyunun kaderi olduğunu biliyorum.
Tiyatro sahneleri ve sanat destekleyen diğer kurumlara gelince; üreten, eğitimli ancak tanınmamış yüzlere de kapılarını açmak yerine her defasında oyunun içeriğine bakmaksızın sadece tanınmış yüzlere fırsat vermeyi tercih ettiği bir sistem yürütüldüğü için sahne bulma konusunda güçlük çekiyorum. Artık verilen sözün söz olmadığı, hatta birçok yerde dosyanıza ve maillerinize bakmaya tenezzül bile etmeyen yöneticilerin başta olduğu bu sistem tam bir hayal kırıklığı olsa da ne mutlu ki bir konser salonu sanatımıza ve emeğimize kıymet vererek tüm kapılarını bize açmayı tercih etti. Üstelik reklam desteğini de gönülden sağlayarak. Elbette bundan sonra yalnızca emeğimize kıymet veren salonlarda olacağız. Bu ister tiyatro salonu oldun, ister konser salonu olsun. Sanatın yeri olmaz.
Size biraz da sahne ararken karşılaştığım diyaloglardan bahsedeyim.
-İçerik hiç önemli değil bizim için sadece magazin değeriniz olmalı, o yüzden tanınmış ya da fenomen yüzler önceliğimiz. Nasıl bilet satmayı düşünüyorsunuz ki sizi tanıyan bir kitleniz yok.
-Sahne için tarih verebiliriz ama bu size bağlı!
-Sahne kira bedelini ödeyerek içinde bulunacağınız sahnelerde bile, falanca ünlünün oyunu çıktı o yüzden tarihinizi oraya vermek durumunda kaldık.
-İnanılmaz yeteneklisiniz, muhteşem bir iş çıkarmışsınız derken sezon boyunca sahnemizde yer olmadığına karar verdik, cümlesine dönen bir sürü hikâye biriktirdim.
Hiç bilmeyen biri oyuna bilet alıp gelse, Angel Cabaret’nin ona vaat ettiği şey nedir? İnsanlar neden Angel’ı izlemeli ve takip etmeli?
G.A. Çünkü Angel Cabaret farklı disiplinleri bir araya getiren bir performans projesi. İçinde canlı söylenen şarkılar, dans koreografileri, kadın karakterler var ve tüm bunlar bir hikâye üzerinde birleşiyor. 1942’lerden 1978’lere kadar uzanan Hollywood’un ikonik kadın karakterlerinin danslı şarkılı sahnelerinde eğlenirken aynı zamanda hikayenin içine dahil olduğunuzda da kendinizden bir parça görmeye başlıyor ve kalbinizden yakalanıyorsunuz. Gülmek ve ağlamak arasında bir yerlerde iniş çıkışlar yaşayabilirsiniz.
Sonuç olarak dansı, nostaljiyi, klasik filmleri ve o dönemin şarkılarını seven herkesin çok keyif alacağını düşünüyorum. Gelin, kalbinizdeki ses Angel’la buluşsun!
Son olarak… Sizin için performansın tanımı nedir?
G.A. Performans, bireyin projeyi kendi bedeninden seyirciye aktarımıdır. Beden, hislerin harekete dönüşmesini sağlamalıdır. Eğer bedeni aktarıcı olarak kullanabiliyor ve hislerini karşı tarafa aktarabiliyorsan performans o zaman tam anlamıyla gerçeğe dönüşür. Dans ve hareket değişimin sürecidir. Hareketle yaşam süreci tamamlanır. Ve performansla bedenimde özgür kalabilmek, en önemli varoluş amaçlarımdandır.