Anneme Mektup

 Selâm anneciğim;

 Allah’ın mağfireti ve rahmeti üzerine olsun!

 Bu zâlim dünyada önce seni, sonra babamı kaybettim. İnsan yetmişine dahi gelse, annesi ve babası yaşıyorsa hep çocuk kalıyor. Hiç büyümüyor! Biliyor ki arkasını toplayacak, acılarını ve sevinçlerini paylaşacak, her koşulda kendisini kucaklayacak, sahip çıkacak anne baba var. Sırtını dayadığı birer dağdır onlar. Sığındığı sevgi limanı… Sizi kaybedince anladım ki, insan ancak annesi ve babası ölünce büyüyor. Hayatın ağır yükü omuzlarına biniyor. Büyümek zorunda kalıyor…

 Annesini babasını yitiren insan kendini kimsesiz ve korumasız hisseder. Hayat arenasında kolu kanadı kırılır. Çaresiz ve yapayalnız kalır. Kalbini acı ve keder kuşatır. Bir boşluğa düşer, anafora kapılır! Ben de kendini toparlayamadım. Hayat un ufak etti beni. Yaşam kıskacında inleyen, kalbi ve gözü yaşlı biri olup çıktım. Ne güldüğüm var ne sevindiğim. Ölüm kurşun sıkıyor bana! Yaşama sevincimi kaybettim…

 Anneciğim;

 Bir şey daha anladım: Sevgi ile acı aynı oranda oluşuyor. İnsan sevdiği kadar acı çeker. Çok seviyorsa çok, az seviyorsa az acı çeker. Bir kalpte hiç sevgi yoksa asla acı çekmez. Başka bir ifadeyle söyleyecek olursam, insan en çok sevdiği şeyi kaybedince en şiddetli acıya maruz kalır. Yaşadığım acılar seni ne çok sevdiğimin kanıtı oldular. Hayatın akışı içinde seni çok sevdiğimi yeterince ifade edemediğim için kendimi affedemiyorum. İnsan kimi seviyorsa ona sevdiğini daima söylemelidir. Neden, “seni seviyorum”,  demek zor geliyor insanoğluna?

 Anneciğim;

 Ben de hüzünkâr bir şair oldum. Acılarımı, dertlerimi ve özlemlerimi dizelere döküyorum.

 Sana dair şiirler yazıyorum. Şimdi de sana mektup yazmaya çalışıyorum. İçimden geldiği gibi yazıyorum. Kusuruma bakmayasın. Sana içimi dökmeyi sevdiğimi bilirsin. Sana bir şey söyleyeyim mi anne? Şiir yazmak nesir yazmaktan daha kolay geliyor bana. Dahası, şiir yazmayı seviyorum. Şairin dediği var aklımda: “Anne şiirdir, baba düzyazı.” Elim nesir yazmaya pek varmıyor. Ama şunu iyi biliyorum ki acılarımı, kederlerimi ve özlemlerimi ya okuyarak ya da yazarak dindirebiliyorum. Yoksa hayat üstüme üstüme geliyor. Sanki bir enkazın altında kalmış gibi ya da çığ yutmuş gibi oluyorum. Sevgisizlikten ölüyorum! Senin sevgine o kadar çok muhtacım ki anne; bilemezsin…

 Dün olduğu gibi bugün de kendi dertlerimle, sorunlarımla başını şişirdim. Hâl hatır sormadan hemen döktüm içimi. Özür dilerim anne, özür dilerim. Hem dün için hem de bugün için. Yapmak isteyip de yapamadıklarım için. Hep yanımda olacağın zannına kapılıp hayatı ötelediğim için. Umarım dünyada yakalayamadığın huzur ve mutluluğu ukbâda yakalarsın. Cennet, ebedî yurdun olsun. Kabrin, cennet bahçesinden bir bahçe olsun…

 Seni hiç unutmayan ve unutmayacak olan biricik oğlunu sevmeye devam et. Cennet’te görüşmek dileğiyle hoşça kal anneciğim, hoşça kal babacığım…

Yorum bırakın