Ben Halide’ydim, Halide Bendim Bir kurtuluş Savaşı Kahramanı.
Derin bir sessizlik var etrafta, tüm gözler nefesini tutmuş kürsüye bakıyor. Dik bir şekilde sağlam adımlarla kürsüye çıktım. Miting hazırlanmıştı, umut dolu bir konuşma ile tüm meydana gürledim. Bir anda arkalardan bir sesle kendime geldim. Uyandığımda yine bendim, demek bir rüyada coşkuyla bir şeyler anlatıyordum insanlara, umut olmaya çalışıyordum geleceğe, ümitsizliği kendi gücümüzle yok edeceğimizi anlatıyordum, anlatıyordum da ben kimdim peki?
Gözümü açıp kendime iyice geldiğimde her şeyi hatırladım. O güçlü ses bana yeniden seslendi, “Sen bensin, ben de senim!” Ben Halide’yim Halide Edip Adıvar. Ben Halide’ydim, Halide bendim…
Üstünden çok uzun zaman geçse de aynı coşkuyla yeniden etrafa baktım. Mücadelelerin içerisinde vatan toprağının küçük bir parçası için bile kendisini feda eden o koca yürekli kadınlar aslında bizdik. Gözünü bile kırpmadan cephede mücadele veren, o sesini çıkaran kadınlardık.
Arkamızda bıraktığımız evlatlarımız, eşlerimiz, sevdiklerimiz hiç aklımıza gelmedi. İşte böyle hepimiz Halide Edip Adıvar’dık, Bizler Çete Emir Ayşe, Gördesli Makbule, Kara Fatma, Nezahat Onbaşı, Şerife Bacı, Tayyar Rahmi’yeydik, bizler sarı kız hastalandığı için cepheye sırtında malzeme taşıyan o kadındık ve bizler adı belki de unutulmuş nice kahraman Türk kadınlarıydık.
Cumhuriyetin 100. yılında koskoca kurtuluş destanına imzasını atan o nice kahraman Türk kadınlarının evlatları, torunlarıyız. Bize bırakılan bu armağanı içimdeki Halide ile yeniden yaşamak ve o zamanları hissetmek, anmak, hatırlamak bana düşen görevi bir kere daha hatırlattı.
Onlar mücadele etti, yoktan var etti. Bizler yaşatmaya ve korumaya devam edeceğiz, nice Halide Edipler aramızda Cumhuriyet’in yolunu açan bu şanlı destanı yaşatacaklar.
Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’ün aydınlattığı yolda nice Halide Ediplerle ilerleyeceğiz. Nice 100. yıllara…