Üzülemeyecek Kadar Vahşiydim

Üzülüyordu

Ne de büyük lükslere sahipti alçak!

Ve bana sorarsanız günde on iki saat

Ya da en azından bir madenin en dibinde

Vaziyeti yevmiyeli ve endişeli

Çayına da bir paket kremalı bisküvi eşlik ederken

Mesai saatinin bitmesini beklemeli

Yine de üzülüyordu nabedbaht

Bense Dali kıyafetlerimle olan biteni izliyordum

Evet, evet

Bir insanın iltifat ve tahribat arasında gidip gelişini

İltifatın heybesinde yalan meyveleri

Tahribatın gerçekliğe yakınlığı ise tedirgin edici

Bir o yana bir bu yana derken kandı alçağa

Olsun!

Kar yağdığı müddetçe merhametli kalacağım

Ve imreniyorum da esasında

Üzülebilmek şanslı insanlara göredir

Bense üzülemeyecek kadar hissizim

Ruhum nasır tutmuş ve kabalaşmış

Şivemse barbarlığımı ele veriyor

Bir kızgın kömürü ellerimle tutabildiğim an anlamıştım artık eskisi gibi olamayacağımı

Üzülemiyordum

Üzülemeyecek kadar vahşiydim

Oysa sadece hayatta kalmaya çalışan bir sırtlanı andırıyorum

Bundan eminim