2023’e Sanatla Veda

 

Claude Monet Sweedish Museum (anonim)

 Bu yılın ilk yazısını akımların bütününden ilham alarak yazmak istedim…

 Sanat, öylesine evrensel bir konu ki her birimizin hayatında var olduğuna inanıyorum. Bazen resim, bazen heykel, bazen müzik bazense farklı bir koluyla hayatlarımıza dokunuyor. Aslında küçücük bir çocukken bile elimizde parmak boyalarıyla ya da dinlediğimiz bir ninnide o renkli dünyayı deneyimlemeye başlıyoruz. Büyüdükçe, yaşadıkça sanatın bir koluna da sevdalanıyoruz. O nedenle ben sanat sevmem diyeni anlamam. Çünkü sanatın içinden geliyoruz.

 Romantizm, Klasisizm, Modernizm, Sembolizm ya da adı ne olursa olsun her bir akımda, o dönemin siyaset, din, sosyal yaşama dair ne varsa ve elbette o dönemin duygularının yansımalarına şahitlik ediyoruz. Bu sebeptendir ki toplumlar başkalaştıkça akımlar da farklılaşıyor. Birileri bu akımların izini takip ediyor, eserler icra ediyor. Değişmeyen tek gerçek ise bu akımlara yön veren her bir sanatçının kendi yolculuğundan paylaşımlar yapmasıdır.

 Adı ne olursa olsun, her akım bir ifade şeklidir, savunduğu bir idea vardır. Her birinin bir hikayesi vardır. Boşuna değildir bir sanatçının o eseri yaratırken yaşadığı süreç ve vermek istediği mesajlar.

 Çok eskilere gidersek Floransa Uffizi’de göreceğiniz Sandro Botticelli’nin olağanüstü Venüs’ün Doğuşu eseri, aşk tanrıçasının doğuşu sayesinde dünyaya gelen güzelliği anlatır. Gerçekçi ve yer yer ürkütücü üslubuyla karanlığın en iyi anlatıcılarından biri olan romantik Goya, kendi dünyasını renk dağılımlarıyla aktarırken “Belki de Ressam olmayı çiçeklere borçluyum.” diyen Monet, modern yaşamdan sahneleri betimlerken onun eserlerinde su kıpırdar gibi görünür, çiçekler adeta dokunulacak gibi gerçeklik duygusu verir.

 Kübizmin dahisi Picasso mavinin derinliklerinde yabancılaşmanın, yoksunluğun, dışlanmışlığın, acının, hastalığın ve insanı bir şey yapamaz hale getiren bin türlü karamsar duygunun resmini yaparak bu duyguları maviyle donuklaştırıp hissizleştirmiştir. Gombrich’in Sanatın Öyküsü kitabında belirttiği gibi “Öğrenmenin sonu yoktur sanatta. Sanat, kendine özgü farklı yasaları ve maceraları olan ilginç bir dünyadır. Ve sürprizlerle doludur.” İşte bizler de bu akımların ışığında buluştuğumuz bütün eserleri hayatımızdaki bir duyguyla
ilişkilendiririz.

 Benim dünyamdan, sanata dair neyi temsil ederse etsin bir resme, bir heykele baktığımda, bir nota dinlediğimde bende hangi duyguyu tetiklediğine odaklanıyorum. Onun ardından gidiyorum. “Ey sanatçı! Acaba ne hissettin de bunu dışa vurdun kendince?” diyorum. Benim için merak, keşif orada başlıyor. Son yıllarda insanların sanata daha çok ilgi duyduğunu bir yerlerde kendilerini keşfetmeye çalıştıklarını gözlemliyorum. Tam da burada size sorarım. Hiç dikkat ettiniz mi nereye dokunuyor o beğendiğiniz ya da beğenmediğiniz eserler, sanatçılar? Beğeninizi toplayan, toplamayan her eser, mutlaka hayatınızdaki bir anıyı, bir hayat tecrübesini, bir yaşanmışlığı çağrıştırıyordur. Sadece o sırada bunu farkında olmuyoruz, hızlı hızlı görüp bitirme telaşına giriyoruz. Galerileri, müzeleri ya da o çok merak ettiğiniz sanat festivallerini gezerken arada durun olur mu ve sorun kendinize. Ne oluyor şu anda bana? Ne düşünüyor ve hissediyorum buna bakarken?

 Bir yıla veda ederken, daha çok düşünmenizi diliyorum. Yaşamı, getirdiklerini ve götürdüklerini… Daha çok hayal kurmayı denemenizi diliyorum. Alıp götürsün sizi o hayaller. Sarılın birbirinize, bir daha hiç göremeyecek ihtimallerine karşı. Affetmeyi denemeyi diliyorum. Kendim için de. Tüm özgürlüğünüzü alan olumsuzlukları affetmeyi deneyin. Başarılı olmasanız da deneyin. Hayata yakından bakmayı, tıpkı bir sanatı eserini uzun uzun izler gibi, sevdiğiniz bir parçayı defalarca dinler gibi, en sevdiğiniz yemeği tadıp içkiyi içer gibi zevk alın yaptıklarınızdan.

 Gezin, bakmaya doyamadıklarınıza yeniden bakın, merak ettiklerinizi keşfedin. Diliyorum ki daha çok yer açın kendinize ve yanınızdakilere… Bir klişe gibi gelse de sadece ölümdür bu hayattaki gerçek.. O zamana kadar da yapılacak çok şey, gidilecek çok yer, yaşanacak çok an vardır. Her biriniz için o anların çoğalmasını dilerim.

 Sevgiyle kalın… Mutlu yıllar!

Yorum bırakın