Tene dokunan elin hasreti umut veren vuslat,
Su kokusunun sesi burna takılı,
Kalp içi yaralı dışında ölüm dantel dokur,
Yine kış gelecek ilkbahardan sonra yaza inat,
Sıra yok düzen yok her şey yerli yerinde karışık.
Ne iç sızlamaları duydum rengi deniz grisi,
İçimden geçeni anlatmak nasip yine uçan kuşa,
Giderim peşi sıra kargalar ümit çırpar,
Kime teselli ardından koşmak rüzgâr sesinin,
İçime salınan hüzün bir yanı yanmış acı.
Sazın telleri dolanır ayaklarıma ellerim sekerken,
Ne yağmurlar kurutsun isterim dilimin susuzluğunu,
Sözlerim kınalı gelin duvağında asılı ağ,
Kulağa çarpar yere düşmeden ağızdan çıkmayan söz,
Hayalimde bir kadeh bir gün boşalacak dolmak için.