Şair, düşünce ütopyasında beni mi yazmalı,
bilince dönüşmüş duyarlılığı mı?
Dizeler var, anlak ile his arasında
çözülen hakikati yansıtır.
Dizeler var, karanlığın distopyasında
humma nöbetindedir.
İnşa etmek için ille de yıkmak mı gerekir?
Şiir, sadece ahenkli imgelerle kotarılmış metinden mi ibarettir?
Şair öyle betimler ki halden hale dönüşen yaralı zamanı,
anlar kelimelerin vicdanıyla törpülenir.
Kimi zaman gizdir anlatılan,
kimi zaman üryan bir düşüncedir.
*Bozkır kurdu der ki: İnsan yüceltilmişken,
düşünce, duygu ve uygarlıkla
diğer yönden içgüdülerden ve acımasızlıklardan
yontulmamıştır.
Yine de kurt ile insanın kardeş kardeş geçindiği görülür
bazı mutlu anlarda!
O halde şiir, bozkır kurdu mudur, eski metafizikte olduğu gibi
Tanrısal esrime hali midir, vulgata mıdır yoksa?
Şairler neden tekinsizdir?
*Hermann Hesse Bozkırkurdu
Şiirde bazı şairlerdir benim sevdiklerim ve anlamlı bulduklarım ama sizin şiirinizde hoşuma gitti