abidik gubidik

abidik gubidik

gariban cümleleri kapı önlerine bırakınca
sözcükleri yurdundan koparıp alınca
kim ağzını güzellikten yana açar
kimin kulaklarında güller açar
sohbet dediğin baştan devrik
hadi tekrar yıkıp sen de konuş
bu şiiri de yazmışlar böyle
abidik
gubidik

kemanın sesine asılmış çamaşırlar gibi
mahalleleri sarar neşeyi giyinmiş çocuklar
ekmek parası kuş cıvıltıları ile çatılara konar
insanların ellerinde sapan yükseklere bakar
can dediğin ilk taşı kendine atmalı
üstünden zaman nehri geçtikten sonra
hasretle yarasına sarılmalı
bunu yazan şair değil bir şeyler eksik
tamamlasan da, kafa yorsan da
abidik
gubidik

 

başaklarda sararacak ama

cesur bir şemsiyeye tutundu dizeleri
ışık saçan düşleri güneşte terlemiş
heybesinde yağmurun şarkısını getirmiş
iyi ki duldasını yıkılmaz sığınağı bilmiş
[ dil ağacından ürküp kaçan sözcük kuşları
         hoyrat ağızlardaki avcılara yakalanacak ama… ]

şehrinden kovulmuş aşık, susuz köylere hazırlan
yağmuruna yan
güneşine ağla
devrik cümlelerinle dayan
ilk gördüğün yerde kendine yaslan…

hırt rüzgârın ellerinde savruldu bahaneleri
dik başları ile ordu gibi dizilmiş
tek sözle yaralı kalpleri yerinden etmiş
cihanda kendini evlatlık gibi hissetmiş
[ tırpan ile cenge hazırlanmış şiir tarlaları
       imgeler diyarında başaklarda sararacak ama… ]

şehrinden kovulmuş aşık, susuz köylere hazırlan
yağmuruna yan
güneşine ağla
devrik cümlelerinle dayan
ilk gördüğün yerde kendine yaslan…

 

 

 

Yorum bırakın