yakıp yıktım içimdeki tüm yılgınlığı
sağır kenti dilimdeki harabe şarkılar ile aştım
altını çizdiğim hisleri ne olur bir dinle
canevimde uyanmakta olan bin yıllık bilge
daha olgunlaşmadan topladım karanlığı
güneşini kaybeden dulda satırlar ile şiiri aradım
altını çizdiğim hisleri ne olur bir dinle
onlarca dilde aralıksız isyan eden hergele
bahar kokan bin adım attım benden dışarı
devleşen çatlamış eller ile güzellikler topladım
altını çizdiğim hisleri ne olur bir dinle
dalından uzakta gurbette büyüyen meyve
elma ağacının anlattıkları
güneş ışınlarının çarpmasıyla sersemledi
kollarını iki yana açarak gerildi ve gülümsedi
dallarından sarkanları şöyle bir yokladı
sadece iki fire ile geceyi tamamlamıştı
birini sarhoş bir aşık koparmıştı
diğerini aklı başında ruhsuz almıştı
elmalardan biri barışı savunurken koparıldı
diğeri ise savaşı savunurken kalpgâhından vuruldu
maksat ağaçta çoğalmak ve ağacı inandırmaktı
ağaç kaç meyve gördüğünü anlattı onlara
onlar için dört mevsim mücadele etmişti
ve dünyaya kırılmış dallarını okşayarak
“hep ben taşıdım başkaları yedi” dedi