mezarlıktaki söğüt tek olmanın yalnızlığıyla
dualar okurken yapraklarını döküyordu
birer birer daldan düşüyordu
insan cümleleri ile başı dönen kuşlar
85 yaşında bir palavracının tabutunu
gerçek elleriyle çukura koydu palavracılar
bir grup rahmetlinin eski hâllerini anlatırken
diğerleri gülerek tüm dikkatleri üstlerine çektiler
çaçaron kadınlar çapkın ölü hakkında konuşuyorlardı
kimini öpmüştü kiminin düğününde halay başıydı
ak sakallı bir dede elinde palavracının el kitabı
ne kadar doğru şey varsa sinkaf ediyordu
dedenin son cümleleri ile tören bitiyordu:
“içimizdeki mezarlığın giriş çıkış kapısı olmaz
o zaman nasıl geldiniz benim cenazeme
her fani kendi ölüsünü kuru sözler ile yıkar
kendi martavalına inana yağmur yağar
hepinizi doğduğumda tek başıma gömdüm
yalanın bile törenini yapan palavracı dürzüler”