Obur Dünya -4-

 -Lütfen bu yazıyı aç karnına okumayınız, yemeklerden sonra bünyenize alınız.-

 Cemreler bu yıl vakitli düştü mü pek emin olamasak da Haziran yaklaşınca aklımıza tatil planları düştü.

 Bir yarımada olan güzel ülkemizde doğup büyümüş pek çok insan için tatil deyince akla öncelikle deniz, kum ve güneş gelir. Bundandır, yaz ayları gelince leylekler gibi sıcak kıyılara inişe başlanır.

 Bütün sabah güneşin yorduğu ve hafif pembeleştirdiği yüzleri akşam olunca bir sofra telaşı alır. Yaz, özellikle akşamları ağır yemekler istemez, ancak keyfinize de karışmaz. Eğer ki sofrayı bir bahçeye ya da bir ağacın altına kurdu iseniz bir iki demlenmek ister. “Rengi suya geçene kadar bekletmek” diyebileceğimiz bu süreç için suda ne beklettiğiniz ise sizi ilgilendirir. 

 Cırcır böcekleri akortlarını tamamlarken sofraya şöyle bir göz gezdirelim. Biraz bol şekerli zeytinyağlı fasulye, bol domatesli ve kırmızı soğanlı salata, sarımsak ve domates soslu kızartma tabağında kat kat patlıcan, kabak ve üç burun (belki “padron” biberi diye de bilirsiniz).  Ayına göre balık (bu konu ayrı bir yazıyı hak eder) veya köfte ama ille de karpuz peynir. 

 Sofrayı sofra yapan o masada yenilenler değildir sadece. Orada bulunanlar, orada konuşulanlar, orada yaşananlardır… Sevdikleriniz yanınıza olunca sofranın keyfi bambaşkadır. Hem yaz akşamları uzundur. Sofradan hemen kalkmaya gerek mi var? İçimizde sesi güzel olanlar hafifçe dürtülür “Hadi başla!” diyerek. Çünkü karın doyunca sıra ruhu da doyurmaya gelir.. 

 Kimler eşlik eder bu sofralara? Kadife sesiyle fonda bize Yıldızların Altında bir hikâyeden bahseden Zeki…

 (Bu versiyonu hiç dinlemiş miydiniz? Bir şans verin derim: https://www.youtube.com/watch?v=EK7eehTglP4 )

  Feraye zeybeği ile masamızı coşturan bir Müzeyyen… Bu zeybeği henüz 18 yaşında en büyük kahramanına Dolmabahçe’de okuyan Müzeyyen…

 O ses hepimizi koltuklarımızdan tutarak masamızdan kaldırır, Bursa’da bir başka akşama, bambaşka bir masaya götürür bizi…

 O masanın ucunda ise kurt bakışlı bir sarışın adam, en büyük hayallerini gerçekleştirmiş, mağrur, göğsüne dar gelen koca yüreği ile orkestra şefine “Sarı Zeybek!” deyip vurur masaya ve kalkar zeybeğe…

https://youtu.be/M93U7_kHGWg?si=l2FZPeo3qfXfqU3U

 Bu anın şahidi gazeteci Nizamettin Nazif’in sözüyle: “Zeybek, ölüme meydan okuyanların ateşe atılmadan önce yaptıkları son kahramanlık ayinidir.”

 Bugün Mayıs’ın 19’u. Sen ve fikirlerin hiçbir zaman ölmeyecek. Bu kadeh sana… Doğum günün kutlu olsun Atam! 

Yorum bırakın