Soğuk Orman

 Ormanda yürürken her bir adımımı ön yargı, korku, kaygı ile atan biri olmuşumdur hep. Her bir adımımı ölçerek, düşünerek hareket ederdim. Eğer böyle yapmasaydım düşerdim, ağlardım, üzülürdüm ama ormanın ortasındaki hazineyi bulmak için hep hareket ettim, uğraştım, çabaladım. Yine her zamanki gibi ön yargı ile ilerliyordum sessiz, sakin ve soğuk ormanda. Ta ki bir melodi duyana kadar. Öylesine güzel, nazik, kibar bir melodiyi hayatım boyunca ne duydum ne de gördüm. Bir süre o melodiyi dinledikten sonra melodi kesildi. Bütün orman sessizliğe büründü. Ardından tek bir ses geldi, Ateş beni çağırmıştı. Melodiye ilerlemem lazımdı. Sesi öylesine güzeldi ki resmen beni sarhoş etti. Hiçbir adımımı hesaplamadan sadece sese doğru koştum. Sarmaşıkların ardından geliyordu ses. Sarmaşıkları araladım. Suratıma vuran ışıktan dolayı sesi göremedim.

– Sen kimsin?

– Ben hayatın boyunca istediğin tek şeyim.

 Kaygılarım, kaygısız kelimelerim kifayetsiz kalmıştı. Yanına gittiğimde bana sarıldı. Soğuk orman bir anda sıcacık oldu. Etrafta papatyalar açtı.

Yorum bırakın