Yeniden

Gaziantep’ten

 Hayat dediğin nedir? Büyük bir hevesle inşa edilmiş umutlar yığını. Hiçbir şeyin olmayacağına kesin bir inançla durmaksızın koşulan bir maraton. Nizamla ilerleyen bu düzende birden ışık söner. İnşa edilen tüm umutlar yıkılıverir.

 Göz görmez, kulak duymaz, dil konuşmaz olur. Nefes alışverişlerin anlamını yitirir. Geriye dağınıklık ve karanlık ortasında duran bir biz kalıverir. Tüm bu koşuşturma, ilmek ilmek örülen yaşam ipleri, bir bir sökülüverir. Bir süre derin bir çaresizlikle baş başa kalırız…

 Bitti.

 Buraya kadar.

 Şimdi nasıl toplanır bu dağınıklık? Ha gayret deyip topladık diyelim, hiç eskisi gibi olur mu? Yürekte kırılıp dökülen umutlarımız, buharlaşıp uçuveren hayallerimizle havası boşalmış bir balona dönüşüverir ruhumuz. Sonsuza kadar böyle kalacak sanırız.

 Ama o da ne! Bir şeyler kıpırdanmaya başlar derinlerimizde. Çok çok uzaklardan bir ses ilişir kulağımıza: “Haydi bakalım. Kalk ayağa. Yeniden başla!”

 Bu güçlü sese kulak verip cansız bir kütleye dönen, ağırlaşmış bedenimizi bir gayretle kaldırırız ayağa. Başlarız yeni yollar aramaya, dağılanları tek tek toplamaya. Topladıklarımız dağılanlardan daha fazla görünür gözümüze. Bazı parçaların anlamlarını yitirdiğini düşünürüz. Ama olsun. Toplarız işte. Belkilerle toplarız tüm dağılanları…

 Zaten hayat hep böyle değil midir? Binbir güçlükle, emekle, zorlukla inşa edilir. Birden bir yel esiverir, dağıtır her şeyi. Bir süre zaman akmıyor gibi gelir bize. Yerimizde öylece dururuz. Sonra yeniden başlarız ayağa kalkmaya, ışıkları yakmaya, dağılanları toplamaya…

 Belki de aslolan, dağılanları toplayabilme gayretinde saklıdır. Kim bilir…

6 thoughts on “Yeniden”

Yorum bırakın