Brrr. Hava tahminimden soğukmuş. Anne, şalını iyice sar boynuna. Anneeee? Sana diyorum. Kulaklığını takmadın mı sen yine? Afacan çocuk gibisin bazen. Neyse beş dakikalık yol. Gel oturtayım seni şöyle arkaya. Kemerini tak yine de ne olur ne olmaz. Ay boşa konuşuyorum, duymuyor ki.
Nerden aklına geldi de tutturdu şeftalili kek diye? Kış günü. Şeftali reçeli de bitmiş, onla oyalanırdı belki. Manav Suat, kışın hamile reyonum var deyip duruyordu. Yaz kış karpuz görüyorum tezgâhında. Şeftali de olsa bari. Telefonunu alayım gitmişken, lazım oluyor.
Ne kadar yolumuz kaldı, diyor. Anne dur daha arabayı yeni çalıştırdım. Anca bastı marş. Şu park yerinden çıkayım. Ne biçim yanaşmış yine dibime kadar şu herif. Şirket arabası tabii, umurunda mı? Plaza çocukları bunlar. Meslekte yirminci yılımda anca alabildim bu kaçıncı el külüstürü. Seslerim kısıldı çocuklara İngilizce öğreteceğim diye yıllardır. Ama “yes mi, no mu”da kaldık ülkece yazık.
Limonlu kek yapayım dedim, mis gibi bahçe limonlarımız var. Delirdi, gözü döndü. Rahmetli babamın yeşil cam küllüğünü nasıl fırlattı öyle, deli gücü geldi bir anda. İlaçları mı artırmalı? Yarın doktordan randevu alayım.
Pazar diye herkes atmış kendini çoluk çocuk sokağa. Güzel tabii, ailecek zaman geçirmek. Biz de işte böyle iki kişilik bir aileyiz. Ne çoluk ne çocuk ne koca. Çöpsüz üzümler. Kafamız rahat, içimiz kof.
Ne kadar yolumuz kaldı? diyor yine. Allah’tan Kevser var. O destek olmasa işim zor. Kızcağız ne zam istedi ne surat salladı bir günden bir güne. Oğluna İngilizce çalıştırıyorum diye midir nedir, hep minnettar. Niye durdu şimdi trafik? Kornalar başladı hemen. Patlamayın canım. Ay, motora çarpmışlar. Bu kuryeler de deli gibi gidiyor, millete lahmacun pide yetiştirecek… Yazık valla. Evde lök gibi oturup yiyor genci yaşlısı. Tüh tüh. Şuradan U dönüşü yapıp geri döneyim, burası açılmaz kolay kolay.
Ne kadar yolumuz mu kaldı? Youtube’dan biraz daha meditasyon videosu izlemem lazım. Ve her gün üşenmeden yapmalıyım. Elli yaşımda tımarhanelik olacağım yoksa. Canım annem ya. Kıyamıyorum da… Melek gibi kadın aslında, adı gibi. Babamın ölümü çok sarstı kadıncağızı. Çok âşıklardı çifte kumrular. Babam da kapılar gibi adamdı, mert, dürüst, çalışkan… Rahmet istedi.
Çişin mi geldi? Dayanamaz mısın eve kadar? Çok mu geldi? Tamam tamam. Şu kafeye rica ederim. Yanaşayım iyice. Dörtlüleri de yaktık mı tamamdır.
Neyse ki insaflı çıktı garson kız. Her yeri delik deşik piercingden. Moda mı bu şimdi? İyi ki kızım yok. İyi ki mi? Hadi annem, otur yavaşça, sildim ben klozeti, yap çişini. Bitti mi? Silelim mi? Tamamdır. Gel çıkalım şu cendereden.
Erken konuşmuşum. Kız wc parası aldı. Küçük mü büyük mü diye de sordu? Güzelce sıçtım desem kaç para isteyecekti acaba? Yazık, hiç vicdan kalmamış kimsede.
Ne kadar yolumuz kaldı, diyor. Annecim, gel biz eve dönelim, bak şeftali filan yok etrafta. Her yer de çok kalabalık, ne dersin? Şeftali bulmadan eve dönmeyeceksin, anladım. İşine geldi mi nasıl duyarsın. O zaman tıngır mıngır trafikte yola devam.
Müzik açayım bari. Evli mutlu çocuklu! Şarkı mı bu şimdi? Hayali üç kelimeymiş. İşte böyle cahil kadınlar yüzünden gelişemedi bu toplum. Üretmek yok, kariyer planı yok. Zengin koca bul, çocuğu yap, hayatını garantiye al. Tabii mutlu olursun.
Ne oldu anne? Niye dur dedin? Babam parkta oturmuş sigara mı içiyor? Ah, Hulusi’n öleli 8 yıl oldu annem ya. Benzettin herhalde.
O nasıl bir çığlık Allah’ım! Kadın delirdi yine. Neyse ki kaza yapmadık. Anne dur, beni bekle. Nasıl açtın sen kemerini. İndi vallahi kaşla göz arasında arabadan. Görüş hizamdasın nasılsa. Git bakalım elin adamına Hulusi diye. Ne diyecek sana görelim. Aa, adamcağız sigarasını attı, ayağa kalktı. Bak bak, ceketini ilikledi. Anladı mı ki annem onun başkası olduğunu? Hah, beklenen son. Adama bastı tokadı. Anlamış demek ki.
Gel annem gel. Niye kızdın sen o adama? Allah’ın cezası, evet. Hulusi’nin kılığına girmiş utanmadan. Gülsem mi ağlasam mı?
Ne kadar yolumuz kaldı, diyor yine. Az kaldı annecim az kaldı. Trafik aksa varacağız da.
Bazen düşünüyorum. Acaba evlensem nasıl bir hayatım olurdu? Kendime ait bir evim, eşyalarım. Kendime ait yaşam alanım. Ama annemi yine de yanıma alırdım, bırakmazdım kimselere. Hele hayırsız oğluyla nemrut geline asla. Evi üstlerine almak için kıvranıp duruyorlar. Neymiş ben babamın maaşını alıyormuşum, ev de onların hakkıymış.
Telefon sesi mi o? Telefonum çalıyor. Çantamın içinde bir yerlerdeydi. Hah. Kim bu şimdi? Aslı’ymış.
Efendim Aslıcığım? Hayırdır sesin kötü geliyor. Dışardayım annemle ne oldu? Tamam canım, tamam sakin ol. Geliyorum hemen, sakin ol, derin nefes al. Sana yakınım zaten.
Ah sana kaç defa dedim Aslı. O adamdan hayır gelmez diye. Hem aldatıyor hem de üstüne dayak. Eğitimli kızsın, niye çekiyorsun bunu. Öğrencilerden morluklarını saklayacak diye ne taklalar atıyor. Aşığım, diye tutturmuş. Aşkı batsın!
Gel Aslıcığım sen öne. Bavulunu bagaja koyalım. Anne, bak Aslı. Daldı gitti yine uzaklara. Demin babamı gördüğünü sandı da. Neyse…
Bizim Manav Suat’a uğrayacağız oradan eve geçeriz. Bakayım yüzüne, Aslı. Elin kırılsın Namık ayısı. Ağlama Aslı’m, geçti. Bizde kalırsın birkaç gün.Hemen boşanma davası açarız. Bak bu sefer laga luga yok! Avukat kuzenim var, biliyorsun Ferit’i. Ne gerekiyorsa yaparız.
Of of, bir daha pazar günü sokağa çıkan ne olsun. Trafiğe bak!
Aman! Çarptı, vallahi de billahi de çarptı arkadaki bize. Annem, sakin ol korkma. Ohoo, o hayaller âleminde hâlâ Hulusi ile. Aslı, sen kal arabada, ben bakayım kim bu dangoz. Ohoo, Aslı da Depresyonlar Diyarı’nda. Aklımı koru sen Allah’ım!
Fuat? Sen? İyiyim sağ ol. Böyle mi karşılaşmak varmış? Çok uzun zaman oldu, evet. İyi gördüm seni. Biz de annemleyiz işte. Yok, evlenmedim. Sen? Hmm, boşandın demek, üzüldüm. Yok, bir hasar görünmüyor arabada. Ya evet özleşmişiz. Çay mı içelim? Şimdi mi? O-labilir aslında. Bir dakika geliyorum hemen.
Aslı! Sana zahmet Manav Suat’a gidin annemle, şeftali alın bol bol, oradan eve, mis gibi şeftalili kek yaparsınız birlikte. Çayları koyar, kocaları yâd eder, yer içersiniz olur mu? Hadi, ben kaçtım. See you!
Ne güzel bir bakışınız var hayata, onun için mi keyifli okunuyor hikayeniz?
Güzel, çok güzel.
Çok teşekkür ederim kıymetli yorumunuza…
Her defasında farklı sosyal konuları akıcı üslubunuzla çok içten anlatıyorsunuz.Üç neslin sorunları keyifle bir solukta okunuyor, kadın olmak her yönüyle vurgulanıyor. Kaleminize ,birikimlerinize ,bilgeliğinize hayranım