yazılar

Küçük Prens, Küçük Kitapkurdu’nun Gezegeninde…

 Bir sonraki gezegen, “Küçük Kitapkurdu”nun gezegeniydi. Tamamı devasa dolaplardan ve sayısız kitaptan oluşan bir gezegendi bu. Dolaplar, raflar, kitaplar tarumar görünüyordu. Tek bir koltuk vardı tam ortada ve kendisi gibi bir çocuk bir kitaba gömülmüş koltukta oturuyordu. Küçük Prens’in geldiğini duymadı bile.  Küçük Prens onu rahatsız etmemek için önce boğazını temizleyerek dikkatini çekmek istedi: “Öhe …

Küçük Prens, Küçük Kitapkurdu’nun Gezegeninde… Devamı »

Susturuldukça Bağıran Ses: Hypatia

Sessiz arkadaşlarım olan kitaplarımın arasında yıllar önce okuduğum ama raflarda saklı duran kitabım karşıma çıktı. Beni yeniden oku, der gibi elimde duruyordu. Belki bir ışık belki de bir yol gösterici olarak yeniden ve kelimelerin altı sanki hiç çizilmemiş gibi okumaya başladım.  Tarih boyunca kitaplarda, hikâyelerde hatta filmlerde şahit olduk Antik Yunan’ın sorgulayıcı öğretmenlerine; insanlığı derinden …

Susturuldukça Bağıran Ses: Hypatia Devamı »

biz yanmasak…

              Nazım’a dal gibi kurur vakti gelince dil de hatta ölebilir dağların son dişi tavşanı gibi karnında solan yeni insanlarıyla soluk soluğa malumunuzdur küçücük farelerin geceleri büyüyen sesleri yiter gündüzün renginde fareleri kavaldan çıkarınca geriye köy kalmaz çocuklar kedilerin huysuzluğu kalır, sıkkın canları kalır geriye yapraklar düşerken korkmaz mı sanırsın ey şaşkın ellerim yüklü seni …

biz yanmasak… Devamı »

Perfect Days Üzerine

Spoiler içeriyor *  Wim Wenders’in Hirayama isimli bir adamı anlattığı Perfect Days filmini son sahnesi üzerinden düşünelim istiyorum. Walter Benjamin, hayatları yazıya dönüşmüş insanların metinleri ancak sondan başlayarak okuyabileceklerini ileri sürüyor: “Kendileriyle karşılaşabilecekleri tek yol budur, hayatı da ancak bu şekilde -bugünden kaçarak- anlayabilirler.”[1] Kendime hayatı, yazıya dönüşmüş insan payesi atfetmiyorum. Aslında filmin kahramanı Hirayama’da …

Perfect Days Üzerine Devamı »

ÖLÜME YÜRÜYORDU KOLLARINIZ!

Ölüme yürüyordu kollarınız!   Geceleri barbar bir kavmi düşlüyordunuz Elmacık uzvunuz şarap akıyordu   Bu yüzden en çok gördüğünüzdü  Ve gömdüğünüzdü tanrının kızları Şehvetli bir öpücük, kandan taksim              Etten kasvet giydi dünya… Al kanatlı çukurda ruhunuzdu bulduğum    Yürek yediniz bir çocuğunkini en çok              Dekadan masasında! Şimdi ne zaman yağmur yağsa   Hicretten …

ÖLÜME YÜRÜYORDU KOLLARINIZ! Devamı »

Sevgi-siz

 Sevginin ne olduğu ile ilgili çok anlatı vardır da sevgisizliği genellikle hikâyenin bir yerinde hissedip zihnimizin bir köşesine iter, hikâyedeki sevgiye, umuda, güzelliğe odaklanmayı tercih ederiz. Rus Sineması’nın günümüzde önde gelen ismi, daha önce de Dönüş filminden bahsettiğim Andrey Zvyaginsev ise   2017 yapımı Sevgisiz filmiyle  hikâye boyunca hiç dozunu düşürmeden  sevgisizliği, göğsümüze oturmuş bir fil …

Sevgi-siz Devamı »

İstanbullu Posta Pulu – 1.Bölüm Cemre

 Sevgili Cemre;  Sen gideli dokuz gün oldu. Gittiğinden beri olanları değil de sen buradayken, biz yan yanayken, göz göze konuş­­abiliyorken geçen zamanı, yeni sindirmeye başladım. Sindirdiklerim düşüncelere, düşünceler duygulara, duygularım da özleme büründü. Ne kızsın ha, bu devirde, hiçbir sosyal medya hesabın yok. Biliyor musun? İyi ki yok!  Seni görmediğim her an, ne yaptığını bilmediğim …

İstanbullu Posta Pulu – 1.Bölüm Cemre Devamı »

Zamansız İnsan

 Zaman, insanı lâl eden bir süreç miydi ya da insanoğlu zamansız yolculuklara çıkan bir varlık mı? Neydi bu zaman? Dost, düşman? Herkes için aynı duyguları ifade etmeyen ya da bir an elimizi bırakıp kaçan yaramaz bir çocuk mu? Tutup yakalayamadığımız. Evrenin düzenindeki zaman ile içimizde büyüttüğümüz zaman aynı mı? İnsanın zaman kavramına bakış açısı nasıl? …

Zamansız İnsan Devamı »

Önce İnsan

Bir çocuk düşünün Kelebek kovalayan Kelebek onun hayali Zaten o kelebek de hayali   Bir kadın düşünün Çiçek kopartan Çiçek onun hedefi O çiçek de gül demeti   Bir erkek düşünün Denizden kaçan Deniz onun tanrısı Deniz aslında bir sanrı   Bir insan düşünün Önce bir insan İyi bir insan Sadece iyi bir insan

Anarşist Kolektivizm ve Türkiye’nin Bireyselcilik Sorunu

 Kolektivist anarşizmin temelleri liberal görüşten çok sosyalist idealine dayanmaktadır. Kolektivist ideal, aslında insanların bireysel öz çıkarlarını değil, ortak iyi için beraber çalışmayı uygun gören ve insanların sosyal hayvanlar olduğunu savunan düşüncedir. Bu ideal, insanların sosyal dayanışma içinde olmasını, yani Kropotkin’in* söylemiyle karşılıklı yardımlaşmayı vurgular. Söylenenlerin üzerine bu doğal iyilik anlayışına safça kanmak anlamında değildir, ancak …

Anarşist Kolektivizm ve Türkiye’nin Bireyselcilik Sorunu Devamı »