yazılar

İstanbullu Posta Pulu – 3. Bölüm: Ekinoks

 Bugün günlerden ekinoks. Günlerin eşitlendiği, yıldaki iki seferden biri. Tüm Dünya Güneş’ten eşit payını alıyor. Güneş’in bile Dünya’ya eşit dağıtıldığı bir gün varken insanların eşit yaşadığı bir dakika bile yok. Ne garip, insan doğadan hiç ders almıyor! Sence insan bunu doğası gereği mi yapıyor yoksa doğasına aykırı yaşadığı için mi yaşayamıyor? Düşünüyorum, bu düş beni …

İstanbullu Posta Pulu – 3. Bölüm: Ekinoks Devamı »

Ayaklarımıza Dolanan Deniz Çayırları

 Seagrass, Denizotu, 2023 yapımı bir Kanada filmi.  Meredith Hama- Brown tarafından yazılıp yönetilen film, yönetmenin ilk uzun metrajlı film denemesi.    Judith (Ally Maki), kocası Steve (Luke Roberts)  ile yolunda gitmeyen ilişkilerini kurtarmak üzere on bir ve altı yaşlarındaki kız  çocuklarını ( Emmy rolünde Remy Marthaller, Stephanie rolünde Nyha Huang Breitkreuz)  da yanlarına alarak bir …

Ayaklarımıza Dolanan Deniz Çayırları Devamı »

Sınıf Ayrımı

 Berna, okulun giriş kapısında öğrencisiyle karşılaştı. Kızın bakışları içini ısıttı. Boncuk boncuk bakan çocuğun omzuna dokundu. Pazartesi sendromuna bire bir bunlar, diye geçirdi içinden.   “Günaydın Azizeciğim.”  “Aa adımı biliyorsunuz öğretmenim!”  “Önce selama karşılık verilir.” deyip göz kırptı. Sonra, “Hem senin öğretmenin değil miyim? Elbette bileceğim. Ne var bunda şaşıracak?” dedi.  Azize, “Şey diğerleri, yani …

Sınıf Ayrımı Devamı »

Benim Bavulum

 Bugün konumuz bavul. Senin bavulunun içinde neler var? İyi de nereye gidiyorum? Neden gidiyorum? Oturmuşum sıcacık evimde, ne gerek var şimdi? Canım hiçbir yere gitmek istemiyor zaten.  Velev ki gideceğim.  Gün olur, alır başımı gidersem… Nereye gitmek isterim? Mutlaka deniz kıyısı olmalı. Bayılırım kokusuna, rengine, havasına. Yanıma yürüyüş ayakkabısı da almalıyım mutlaka.  Bir çay bahçesi …

Benim Bavulum Devamı »

Suskunlukta Bakışmak

Ortada olanı biliyoruz ikimiz de Bu duruma bir isim koyamayışımıza sığınıyoruz Fakat susuyoruz, yetiniyoruz bir bakıma bununla Bakışmak doğrumuza gelen, böylesi zevk de muhakkakmış Masumuz çünkü, sorumsuzluğun vaadi bu Gözlerimizin dizleri sağlam basıyor bakışmalarımızla Karşı karşıya kalmayışımız ve her zeminde anlayış ortaklığımız Gizliden gizliye, gıyabında savunu ve güzel düşünceler Paylaşılamamakla hiç bilinmeyen rüyalar Herhangi bir …

Suskunlukta Bakışmak Devamı »

Kübizm: Paramparça Gerçekler ve Şeyler

“Kübizm, elinize alabileceğiniz somut bir gerçeklik değildir. Daha çok bir parfüm gibidir; önünüzde, arkanızda, yanınızda… Koku her yerdedir ama tam olarak nereden geldiğini bilemezsiniz.” Pablo Picasso “Beni büyük ölçüde cezbeden – ve Kübizmin temel ilerleme hattını oluşturan – bu yeni mekâna maddi bir ifade kazandırma arayışıydı; bu mekânı sezmiştim. Bu yüzden ağırlıklı olarak natürmortlar yapmaya …

Kübizm: Paramparça Gerçekler ve Şeyler Devamı »

Bardaktaki Tanrı/m

Yarı uyanık uykumun ortasında kara delik, mahzenimde gezegenler dönüyor. Kirli bir yanılgı kolumda dövme, yeşil bir at gözümde koşuyor Kanatıyorum göz kapaklarımı, hayalet bir Eskimo durmaksızın sayıyor domino taşlarını Halkalar soyut cisim, karanlık yangında bulduğum keşiş, saçlarımda bir kent kurdu Legolardan. Saat rıhtımında bekliyor okyanus adamı Tanrı/m porselendi, dışımdaki kabuk yarası Monolog astım aynama, Tanrı/m …

Bardaktaki Tanrı/m Devamı »

Şirreti Evcilleştirmek

 Birbirinden güzel oyunların sergilendiği, çok sevimli bulduğum Moda Sahnesi’nde, farklı isimlerle Türkçeye çevrilen William Shakespeare’in  The Taming of the Shrew oyununu izlemiştim bu yaz. Yeni sezon başlamadan bu oyunla ilgili izlenimlerimi paylaşmamın yaralı olabileceğini düşündüm.   William Shakespeare’in 1590-91’de yazdığı 1593’de ilk temsilinin yapıldığı eser, 1934’den beri Huysuz Kız veya Hırçın Kız olarak dilimize çevrilirken bu …

Şirreti Evcilleştirmek Devamı »

Olay Örgüsü

Kabız olmuş. Bir bardak ılık suya birkaç kuru kayısı atsın akşamdan. Sabaha şişer onlar. Kalkınca yesin hemen. Şifa olur. Yok canım, öyle değil. Yazar kabızlığı diyorlarmış. Nasıl desem, bir tür tıkanma. Yazamıyormuş artık. Yahu otursun işte masanın başına, beklesin azıcık. İlahi! Neyi bekleyecek ayol? Gelmesini. Sabır lazım. İlhamın gelmesini bekleyecek tabii… Otobüs mü bu, bekleyince …

Olay Örgüsü Devamı »

Fovizm:Renkler ve Duyguların Vahşi Kontrastı /Doğanın Vahşi Canlılığı

“Fovizm her şey değildir ama her şeyin temelidir” Henri Matisse  1898 – 1910 arası eserlerini veren Fovizm akımı,  kurucu ressamları Henri Matisse, Andre Derain, Maurice de Vlaminck ile tanınmıştır. Bu dönemde onlarla eserler veren ve onları takip eden Jean Puy, Henri Manguin, Raoul Dufy, Albert Marquet, Samuel Helpert, Kees van Dongen, Georges Braque fovist sanatçılardan …

Fovizm:Renkler ve Duyguların Vahşi Kontrastı /Doğanın Vahşi Canlılığı Devamı »