Eylül 2025

Kara Tahta

İsmim tahta, insanlığa göre rengimden ötürü sıfatım kara. Bir ismi edinmenin, bir sıfatın, bir lakap oluşturmasının görünenden daha karmaşık hadisesi olabilir. Basit olduğu düşünülen edinilmiş isimler, lakaplar derin mizah taşıyabilir. Ya da derin felsefe. Topal Necmi. Sıradan bir insan, sadece topalladığı için mi “topal” lakabını alır?.. Yoksa sıradan olmayan bir topal, diğerlerinden farklı olduğu için […]

Kara Tahta Read More »

Gökte Uluyan Beden

Kırmızı bir kurdele ölüm, Sarı  gözlü kızın başına bağlanan El çabukluğuyla çözdüm ölümü Döktüm ovama, kaskatı burgaç-takvimde ayraç Sırtımda erik ağacı, beton perdesi-Ayastefanos Ülkelerin vahşi tarihiydi  zaman Yer sallanıyordu martıların horoz dövüşünde Kafesimden atladı, kavanoz kanatlı cinler Bir makara gibi çözdüm ölümü Üşüyen karıncalar haykırdı tellerde Ebrumdu, kan tekkesinde aylak kıraathanem Bardaklarımda topraktan alev… Çeyiz

Gökte Uluyan Beden Read More »

Sanatın Sonu ve Andy Warhol’un Sanatı

Özet “Sanatın sonu” tartışması, sanat felsefesi tarihinde hem Hegel’in hem de Arthur C. Danto’nun düşünceleriyle farklı biçimlerde gündeme gelmiştir. Bu makale, Andy Warhol’un sanatı aracılığıyla söz konusu tartışmayı ele almaktadır. Warhol’un gündelik nesneleri ve popüler kültür ikonlarını sanat alanına taşıması, sanat ile yaşam arasındaki sınırları silikleştirmiştir. Özellikle Brillo Boxes adlı eseri, Danto’nun sanatın tarihsel anlatısının sona erdiği

Sanatın Sonu ve Andy Warhol’un Sanatı Read More »

Eksik Aileyi Yeniden Kurmak: “Benden Bu Kadar” Filmi

James L. Brooks’un Benden Bu Kadar (1997) filmi, ilk bakışta romantik komedi gibi görünse de derinlerde üç farklı yaralı bireyin kuantum dolanıklıklarında birbirlerini iyileştirdikleri görülür. Biyolojik bağ olmamasına rağmen karakterler birbirlerine anne, baba, çocuk gibi roller atfeder. Birlikte yaptıkları yolculuk onları, kendi içsel yolculuklarıyla da buluşturur. Böylece geçmişte yarım kalmış hikâyelerini tamamladıkları bir süreç deneyimlerler.

Eksik Aileyi Yeniden Kurmak: “Benden Bu Kadar” Filmi Read More »

K(M)utlu Spinoza: Bir Gıdıklanma Felsefesi

1632 yılının 24 Kasım’ında, Michael Espinoza ve onun ikinci eşi Hanna Debora’dan doğan çocuğa, Baruch adı verilecekti. Portekizcesi Bento olan Baruch ismi, kutlu insan anlamına geliyordu. Baba Espinoza, -seçtiği isimden de anlaşılacağı üzere- oğlunu bir haham olarak yetiştirmeye kararlıydı. Oysa Baruch 24 yaşına geldiğinde, yani 1656 yılında, Yahudi cemaatinden aforoz edilecekti. Aforoz metninin son paragrafında

K(M)utlu Spinoza: Bir Gıdıklanma Felsefesi Read More »