Esra Yüksel

Başlıksız

Uzun süredir sayfalarını karıştırdığı dergiyi yanındaki sehpaya, rengârenk boya şişeleriyle dolu kutuların yanına bıraktı. Resim yapmaya devam eden sevgilisine yaklaştı usulca. “Hadi” diye fısıldadı. “Hadi sevgilim, çıkıp bir şeyler yiyelim. Sonra da bana gidelim, olmaz mı?” Adam, bu teklifi zor beklemiş gibi aceleci hareketlerle önlüğünü çıkardı, askıya bıraktı. Muzip bir gülümseyişle parladı gözleri: “Tamam, hemen …

Başlıksız Devamı »

Konuk

Bahçeye açılan demir kapının ağlamaklı gıcırtısıyla irkildi.   Bahçe kapısını geniş dallarıyla süsleyen çınar ağacı, kupkuru, kavruk bir pençe gibi uzanıyordu gökyüzüne. Ne tenekekutulardaki sardunyalar ne pencere önlerini süsleyen menekşeler kalmıştı. Oysa annesi ne çok severdi bu bahçeyi. Bu hâlegelmesine izin vermezdi.   Toprak yoldan geçerek, evin ahşap kapısını merakla araladı. Taze kek kokusuydu duyduğu. …

Konuk Devamı »