Şiir

Aşk Yüz Yılı

Ben kaç mevsimin öksüzüydüm Ve daha kaç yüzyılın yetimi kalacaktım Avuçlarımda kan ve kum vardı Gözlerim kapanıyordu Senin yokluğunda lâl olmuş bir zamana bakıyordum Bin yıllardan geriye aşk diye masal dinliyordum Ve ben, Sen diye okuyordum bu masalı Gözlerim kapanıyordu, aşk körlüğüydü bu Sessiz çığlıklar sarıyordu mevsimleri Yüzyılların acısı vardı yüreğimde Kıyamete uyanan bir şafaktayım …

Aşk Yüz Yılı Devamı »

Kara mühür ya da kıyamet provası, sahne: yedi

Yedi borazanı ellerinde Yedi dağında dünyanın Devasa kanatlarıyla yedi melek   Sustular düğüm düğüm sökülmeden Zamanın ipliği yedi kat boşluğundan göğün Kapıları açık kurşuni buhurdanından saçılan Bulutlar dağıldı duman duman yedi koldan Denizlerin üzerine kör rüzgârlarla   Titrerken kayalıklar üzerinde hırpani bir komutan Yedi ihtiyarlar köprüsünden geçmiş de Sahile vurmuş yitik geçmişi ve kır atıyla …

Kara mühür ya da kıyamet provası, sahne: yedi Devamı »

Kuyudan Züleyha’ya

Alyam’a   Bundan tam kırk asır sonra Kalkacak ağaçtan bir ala karga Gelip balkonunda kirazını yiyecek Sana yine görücüler gelecek Alya Sen yine soluk soluğa Sen hep ince ve nazik Kahveler hazırlayacaksın Az sonraki kahvaltıya. Bundan tam kırk asır sonra Yine Olcalarda bir büyük şölen Sen yine en güzel kadınlığınla En son görücüne tatlı verirken …

Kuyudan Züleyha’ya Devamı »