Şiir

Huzur’susuz

Elimde kadehim, beyaz dolusu düşler bin parçaya bölünür susmak içimde Kötüsü en beklenmedik yerde saklı Siyah bir tül başımda duvak Uzak bana sevide huzur, sende ben olmak   Gerçeğe dokunan parmak uçların acıtır dikenleri kaktüs sivrisi inceden Sessizce, çok gürültülü zihnimin içinde kırılır teker teker elimdekiler   Özlemek düşer döşüme kavruk yaz gecesinde Parmaklarım buzlu […]

Huzur’susuz Read More »

Aşk Yüz Yılı

Ben kaç mevsimin öksüzüydüm Ve daha kaç yüzyılın yetimi kalacaktım Avuçlarımda kan ve kum vardı Gözlerim kapanıyordu Senin yokluğunda lâl olmuş bir zamana bakıyordum Bin yıllardan geriye aşk diye masal dinliyordum Ve ben, Sen diye okuyordum bu masalı Gözlerim kapanıyordu, aşk körlüğüydü bu Sessiz çığlıklar sarıyordu mevsimleri Yüzyılların acısı vardı yüreğimde Kıyamete uyanan bir şafaktayım

Aşk Yüz Yılı Read More »

Kara mühür ya da kıyamet provası, sahne: yedi

Yedi borazanı ellerinde Yedi dağında dünyanın Devasa kanatlarıyla yedi melek   Sustular düğüm düğüm sökülmeden Zamanın ipliği yedi kat boşluğundan göğün Kapıları açık kurşuni buhurdanından saçılan Bulutlar dağıldı duman duman yedi koldan Denizlerin üzerine kör rüzgârlarla   Titrerken kayalıklar üzerinde hırpani bir komutan Yedi ihtiyarlar köprüsünden geçmiş de Sahile vurmuş yitik geçmişi ve kır atıyla

Kara mühür ya da kıyamet provası, sahne: yedi Read More »

Kuyudan Züleyha’ya

Alyam’a   Bundan tam kırk asır sonra Kalkacak ağaçtan bir ala karga Gelip balkonunda kirazını yiyecek Sana yine görücüler gelecek Alya Sen yine soluk soluğa Sen hep ince ve nazik Kahveler hazırlayacaksın Az sonraki kahvaltıya. Bundan tam kırk asır sonra Yine Olcalarda bir büyük şölen Sen yine en güzel kadınlığınla En son görücüne tatlı verirken

Kuyudan Züleyha’ya Read More »