Yuled Sancaktutar

Buz-ACI

Ölüm kapımızı çalınca; “Bekle,” dedim ona. Açma sakın şu kapıyı. Çalar çalar gider belki. Sen sen ol Burada kal. Yanımda. Yanı başımda. Bilirim; Soğuktur oralar Çıkma dışarı.   Gözlerin kaldı Arkada. Ama bir kez aralamıştın o kapıyı. Soğuktu. Çok soğuktu. Buz kesti Her yanımızı.   Üşüdün. Isıtamadım ilk kez. “Gitme” dedim, bi-çare beni yine dinlemedin …

Buz-ACI Devamı »

Silüet

Nereden baksan                         yokuş Nereye baksan                       yok oluş İlmek ilmek kopuşların                              resmi Geride salt silueti kalan       …

Silüet Devamı »

Düş

Şimdi biri çıksa karşıma Daha önce kimselere söylenmemiş bir teklif sunsa bana. Dese ki: Aydınlığında, karanlığında Gölgende, ışığında Neşende ve yasında, Varlığın ve yokluğunla Bir olsak mı? Huzurunda Tanrı’nın. Hiç olsak mı? Sonsuzluğunda Boşlukların. Ben de ona desem ki: Ey sevgili; Günlerin aydınlığı, gecelerin karanlığı Bir olsun. Bizim olsun. Takipçi gölgelerimiz daima rehberimiz olsun. Ancak …

Düş Devamı »

Uykusunu Alamayan Uyurgezer-ler-den Biri

 Flaş! Flaş! Flaş! … Flaş bir haber uyku mahmuru gözlerimin önünden hızla geçiyor… Yeni bir güne uyanmışım uykumu bile alamadan. Ben mi uyanamadım, haberlerde izlediğim bu şey rüya mı gerçek mi, ayırt edemiyorum. Uykudayım ben zaten, hep uykuda.  Evet, evet doğru görmüşüm. Televizyonda son dakika bildirileri yanıp sönüyor. Kanalları tarıyorum. Tüm kanallarda büyük puntolarla şoke …

Uykusunu Alamayan Uyurgezer-ler-den Biri Devamı »