yazılar

Sonbahar Şarkıları

Sonbaharsan yeşile bulaşma.   Ben sonbahardan başka bir şey değilim.   Didem Madak, şiirlerini “Grapon Kâğıtları”na sardığı günlerde, bende göğsümden dilime doğru yükselen bir “mersiyeağrısı” bırakmıştı. Pessoa’nın “Huzursuzluğun Kitabı”nda da bir benzerini, belki daha hafif sancılısını yaşamıştım.Sonrası uçsuz bucaksız sonbahar bahçesi… Zaman zaman sözcüklerini yutkunamadım. Korkusuzluğun burcuna şiirbayrağı diken bir şairin, “Ölüm çok iri bir …

Sonbahar Şarkıları Devamı »

Güz Mavisi

Leopar baskılı sabahlığın örttüğü bacaklarını kollarıyla sıkı sıkıya sarmış, başı omuzlarının arasına gömülü. Uzaktan bakıldığında bir kaktüsü andırıyor. Beş köşeli taç çiçeğiyle bir leş kaktüsünü! Zaten ortalığı da bir leş kokusu tutmuş.   Kadının ve sırtını dayadığı duvarın, etekleri yerde birikmiş lacivert kadife perdenin, avizenin kristal taşlarında kırılan solgun ışığın, duvarlara resmedilmiş tombul mavi bulutların, …

Güz Mavisi Devamı »

Hüzün Mevsimi Sonbahar

Üzgündü altın sarısı yaprak. Aylardır bağlandığı güçlü kollar kendisini tutmak için artık çaba göstermiyorlardı. Oysaonlara tutunmuş, filiz vermiş, büyümüş, güçlenmişti. Onlara ve altında oturanlara gölge olmuş, serinletmişti. Şimdiyseonu değersiz bir varlıkmış gibi bırakıyorlardı. Geçmiş günlerin hiç mi hatırı yoktu? Ya şu yaşlı çınar ağacına nedemeliydi? Neden susuyor, neden durun, bırakmayın demiyordu? Narin, cılız bir ikindi …

Hüzün Mevsimi Sonbahar Devamı »

Pişman Doktor

Çok pişmanım doktor! Var mı pişmanlığın çaresi tıpta. Nasıl yardımcı olursun? Biraz hastanede kalsam, yeni çıkanilaçlardan kullansam, anestezi alsam ya da alternatif tıp? Bilmiyorum doktor sen söyle, var mı çaresi? En büyükdüşmanı, günler hatta saatler. Zamanı ötanazi etmek için bir şansım olsa değil mi doktor? Yıkasam cenazesini, kılsamnamazını, diksem mezar taşını belki o zaman bulurum …

Pişman Doktor Devamı »

Özlem Yağmurları

Huzursuz bir uykunun kollarındayım. Boğulacak gibiyim. Nefes almak bile gittikçe zorlaşıyor ancak bir türlüuyanamıyorum. Öylesine derinlere dalmışım ki gördüğüm rüyadan kopamıyorum. Çektiğim acıyı dindiremiyorum.   Rüyamda beş yaşımdayım ve bilinmez bir rıhtımdayım. Hıçkırıklarım göğe yükseliyor. Bağırıyorum, ağlıyorum,ortalığı birbirine katıyorum ancak ellerim bomboş. Küçücük dünyamı yıkıp giden geminin ardından, ufukta kaybolanadek bakıyorum. Feryatlarım rıhtımın taşlarında yankılanıyor… …

Özlem Yağmurları Devamı »

Kaybolan Hayatlar Hazinesi

Odamdayım. Odam dediğime bakmayın, kırık yerleri şeffaf, çok da sağlam olmayan plastikle kapatılmış bir penceredenoluşan minik bir oda. Sadece bir döşekten oluşan yatakta tavanı izliyorum. Düşünmeden izliyorum. Kafam bomboş. Nekadardır sürdürdüğümü bilmediğim bu aktiviteden sıkılıyorum, olduğum yerde doğrulup sağa sola bakınıyorum.Odanın köşesindeki kirli ve bozulmaya yüz tutmuş valizlere emekliyorum.   Küçük sehpanın üzerinden yarısı çoktan …

Kaybolan Hayatlar Hazinesi Devamı »

Beni Anla

Beni anla Benim şeridim ayrı Son kitaplar geçmez benden Kulağımda baharat sıcağı ürperten Karşımda bir gardiyan zülfün Yaklaşıyorum Koru beni benden   Geçtiğim durakları düşünüyordum Hepsinin şeridi ayrıydı Pek azı çarpılmıştı içindeki kozalarından Yağmurların ışığı paylaşamadığı günlerde Hepsinin taşın altına koyacak en az bir eli vardı Pek azı dinliyordu o eli Neredeyse hiçbiri anlamıyordu da …

Beni Anla Devamı »

Eşrefpaşa Yokuşunda

Alya’ma   Sizin bayram yeri var ya hani Hani bayramın içindeki bayram yeri Kuledeki saati Çalışmayan saat kulesinin altındaki Saat kulesi ve onun altındaki Dut dalının altında Kaniş bir köpek gördüm Uzatmış önüne Ayaklarının ayaklarını yalıyordu.   Sonra karşıdaki karşıya geçtim Öbür dutun öbür dibinde bir kedi İnanmayacaksın ama Küçük İskender’in küçük kedisi İskender ölümle …

Eşrefpaşa Yokuşunda Devamı »

Huzur’susuz

Elimde kadehim, beyaz dolusu düşler bin parçaya bölünür susmak içimde Kötüsü en beklenmedik yerde saklı Siyah bir tül başımda duvak Uzak bana sevide huzur, sende ben olmak   Gerçeğe dokunan parmak uçların acıtır dikenleri kaktüs sivrisi inceden Sessizce, çok gürültülü zihnimin içinde kırılır teker teker elimdekiler   Özlemek düşer döşüme kavruk yaz gecesinde Parmaklarım buzlu …

Huzur’susuz Devamı »

Gremlin

Sıçradı!   Yataktan kalktı; sabah güneşinin sıcaklığını hissetti, bedeninde. Heyhat; vücudunun her zerresi titriyordu. Kalbinin ritmi bozulmuş; korku sarmıştı yüreğini, zihninin karanlık katlarında gördüğü kâbus hiç de azımsanmazdı. Müthiş bir sarsıntıydı. Gremlin’di! Gördüğü: sureti değildi, elbette. Suret ile görünmez derlerdi zaten. Adamın; boynunun sağ yanında, saç teline benzer uzun beyaz ve sarı karışımı bir renkte …

Gremlin Devamı »