Alper Dokumacı

Dr. Josi

 Ara sokaklarda, bu yapışkan asfalttan önce, afili taş yollar vardı. Köşedeki tekel bayisinin yerinde, eski bir saat tamircisi bulunuyordu. Adam o kadar zayıftı ki ne kadar dar giyinse de kıyafetleri hep bol dururdu. Durmadan yanan sigarası bitse yerine hep yenisini yakıyordu. Daracık dükkânda yığınla saat vardı, içeride saatler dışında her şey emanet duruyordu. Çil çil …

Dr. Josi Devamı »

Gezinenler

 Kayboldu. Yürüyüşüne başlayalı çok uzun zaman olmamasına rağmen başladığı noktayı seçemediği anda kendini bıraktı. Heyecanını, tutkusunu, yolculuğuna dair tasarladığı her şeyi bir anda unutuverdi. Durdu. Gezinen 1821.  Diğerlerini takip ederek geldiği noktalarda, kendi yolunu çizme fırsatı her eline geçtiği anda tekrar başka Gezinenler’i bekledi. Başlangıçta kendine sıkıca tembihlese de yürüyüşün tekil, öznel, bağımsız olması ona …

Gezinenler Devamı »

Beyin Yiyen Amip

 Aslında aklımda beyin yemek yoktu. Ama insan beyninin bir kere içine girdin mi işler düşündüğünden farklı gelişebiliyor. Mütamadiyen etrafımda olanları anlamlandırmaktan ziyade temel yaşama fonksiyonlarımı sürdürüyordum. Düşünmeden gerçekleştirdiğim bu içgüdüsel yaşama tutunuş rotası zamanla bambaşka bir yöne çevrildi: beyin yemeye, insan beynini…   Bir yok edişin bir var oluşu besleyip yeni bir form yaratmasını izlemeyi …

Beyin Yiyen Amip Devamı »