Funda Süyür

Ding an Sich

“O bilinmez ve tanımlanamaz gerçeklik meydana geldiğinde” Ey Beckett’ın beyaz balinaya güttüğü kan kurutulmuş bilinç gibi dökül yeryüzüne A som ışık altında eriyen zaman kucakla saf akıldan bulutları bir imge yazgısı tülden kanatlanmış salt düşünceyle beyaz duvarı zıpkın gibi deliyor bir başka imge, rıza içinde bir başkası, aslında, kanıyor…  

Şiirde Düşün

“Ey düşünden ayrılan katıksız his Son kerteye vardın mı?”  Dağınık ve ayarsız zamanların gölgesi olan şiir, çoğu kez melankolinin ortasında açılan obruklar gibidir. Her şair, vates, yalvaç ya da ozan, sözcükleri farklı imge yapısıyla bambaşka zamanlarda mühürler. Ancak hermeneutik sinedeki şiir sonsuzluk hissi uyandırır. Şair monist bir düşünde olsa da ruh bu yolculukta bir veya …

Şiirde Düşün Devamı »

Söylence

İnşat et Epidius! Kopsun dilden yaralanmış balad Yağ çıvgın kalabalığın üzerine Bu eski bir söylencedir Diyorlar ki O’na hayat O mudur efkârlı gökten fışkıran O mu ebede ermiş Orpheus? Ne yana dönsem çağıl çağıl Akıyor ruha gayb Küçülüp ufalanıyor söz Gittikçe daralıyor yağmalanmış an Yaşamak, vahada mügeylan Öldür Ben’i, dirilt merkezinde!    

Töz ve Şiir

Şair, düşünce ütopyasında beni mi yazmalı, bilince dönüşmüş duyarlılığı mı? Dizeler var, anlak ile his arasında çözülen hakikati yansıtır. Dizeler var, karanlığın distopyasında humma nöbetindedir. İnşa etmek için ille de yıkmak mı gerekir? Şiir, sadece ahenkli imgelerle kotarılmış metinden mi ibarettir? Şair öyle betimler ki halden hale dönüşen yaralı zamanı, anlar kelimelerin vicdanıyla törpülenir. Kimi …

Töz ve Şiir Devamı »