Öykü Başıbüyük

Her Dönüşümün İçinde Sanki Biraz Gregor Samsa Var

 Jacques Audiard tarafından yazılan ve yönetilen Emilia Pérez, 77. Cannes Film Festivali’nde 2024 yılının en çok ses getiren yapımlarından biri oldu. Usta Fransız yönetmen, Zoe Saldaña, Karla Sofía Gascón, Adriana Paz ve Selena Gomez’in göze çarpan performanslarıyla birlikte, şaşaalı bir pembe diziye dönüşen bu cesur suç gerilimiyle ortaya türlere meydan okuyan eksantrik bir müzikal çıkarıyor. …

Her Dönüşümün İçinde Sanki Biraz Gregor Samsa Var Devamı »

Ben Bu Paris’e Fransız Kalamadım!

 Yeni Alman Sineması’nı, şiirsel bir hayal gücüyle, Amerikan Sineması ile buluşturmayı başaran Wim Wenders’in Paris, Texas  filmi, 1984 yılında Cannes Film Festivali’nde “Altın Palmiye”ödülünü alan ve aradan geçen kırk yıla rağmen ne kadar “zamansız” olunabileceğini bize ispat eden yönetmenin başyapıtlarından biri. Bu film, hipnotik ve kırılgan duruşuyla Teksas’ın ıssız yollarında bir Avrupalı fotoğrafçı bakışıyla efsaneleşen, …

Ben Bu Paris’e Fransız Kalamadım! Devamı »

Et Kütt Wie Et Kütt! Soul Kitchen

 Soul Kitchen, Alman-Türk yönetmen Fatih Akın’ın hem yönettiği hem de senaryosunu başrol oyuncularından Yunan asıllı Alman aktör Adam Bousdoukos ile kaleme aldığı, 2009 yapımı bir komedi filmi. Film, ilhamını Bousdoukos’un, bir zamanlar Akın’ın da düzenli müşterisi olduğu Taverna adlı bir Yunan meyhanesinin sahibi olarak yaşadığı deneyimlerinden alıyor. Genelde kamerasını, sosyal gerçeklere değinen, söyleyecek sözü, bir …

Et Kütt Wie Et Kütt! Soul Kitchen Devamı »

Yakın Gelecek, Uzak Geçmişten Daha Güzel!

 Michel Franco tarafından yazılan ve aynı zamanda ustalıkla yönetilen Memory (Hatır), 80. Venedik Uluslararası Film Festivali’nde geçtiğimiz senenin en çok ses getiren yapımlarından biri oldu.  Meksikalı “auteur”ün travma, bağlantı ve şifalanma üçgeni üzerine kurduğu bu film, diğer işleriyle kolayca ilişkilendirilemeyecek bir nitelikte olsa da Franco’nun kendine özgü sertliğinden ve yoğunluğundan asla vazgeçmiyor. Önceki filmleri, hatta …

Yakın Gelecek, Uzak Geçmişten Daha Güzel! Devamı »

Aftersun

“Bence Aynı Gökyüzünü Paylaşmamız Güzel Bir Şey…” İkimiz de Hala Yeryüzünde ve Bir Şekilde Birlikteyken! Charlotte Wells, Aftersun (Güneş Sonrası)  Aftersun, İskoç yönetmen Charlotte Wells’in ilk uzun metrajı olmasına rağmen; özgün tarzı, estetik ve güçlü görsel dünyasıyla oldukça sade, ama bir o kadar da ihtişamlı bir film. İngiliz Bağımsız Film Ödülleri’ne damgasını vuran 2022 yapımı …

Aftersun Devamı »

Portrait of a Lady on Fire

“Her şey uçup gitmez. Bazı duygular köklüdür.” Ya da Yarım Kalan Her Aşk Köklenmiş Taklidi Yapar!   Portrait of a Lady on Fire, Fransız auteur Céline Sciamma’nın Water Lilies, Tomboy ve Girlhood’dan sonra yönetmen olarak çektiği dördüncü uzun metrajlı filmi. Aynı zamanda iyi bir senarist de olan Sciamma’nın hikâyeleri, genelde doğal olaylar tarafından yönlendiriliyor ve …

Portrait of a Lady on Fire Devamı »

Yaşasın, Yaşamı Dansa Kaldırdım!

 Ekwa Msangi’nin ilk uzun metrajlı filmi olan Farewell Amor (Elveda Aşkım), Walter’ın (Ntare Guma Mbaho Mwine) 17 yıl önce Angola’dan New York’a gelişinden bu yana, karısı Esther (Zainab Jah) ve kızı Sylvia (Jayme Lawson) ile ilk kez bir araya geldiği JFK Havaalanı’nda başlıyor. Öyle bir açılış sahnesi ki izleyiciyi hemen bu hassas ve bir o …

Yaşasın, Yaşamı Dansa Kaldırdım! Devamı »

Mükemmel Günler

“Bir dahaki sefer, bir dahaki seferdir. Şimdi, şimdidir.”  1970’lerin Yeni Alman Sineması’nın öncülerinden ve aynı zamanda çağdaş sinemanın en özgün temsilcilerinden biri olan Wim Wenders’in son filmi Perfect Days (Mükemmel Günler), zen duruşu ile bu senenin çok konuşulan ve daha ilk sahneden izleyicisini sarıp sarmalayan filmlerinden biri. Oscar Töreni’nden eli boş dönse de filmin başrol …

Mükemmel Günler Devamı »

Keşke Tekrar Tanışabilseydik: Reprise

 Reprise (Tekrar); yarı Norveçli yarı Danimarkalı yönetmen Joachim Trier’in ilk uzun metrajlı filmi, aynı zamanda Oslo Üçlemesi’nin de ilk filmi olarak öne çıkıyor. Üçlemenin başrolünde Oslo var ve hikâyeler birbirinden bağımsız da olsa karakterlerin hepsi en gerçek ve belki de en melankolik hallerinde bir kimlik arayışındalar. Trier’in daha ilk filminden çok iyi bir gözlemci, farkındalığı …

Keşke Tekrar Tanışabilseydik: Reprise Devamı »