Öykü Başıbüyük

Portrait of a Lady on Fire

“Her şey uçup gitmez. Bazı duygular köklüdür.” Ya da Yarım Kalan Her Aşk Köklenmiş Taklidi Yapar!   Portrait of a Lady on Fire, Fransız auteur Céline Sciamma’nın Water Lilies, Tomboy ve Girlhood’dan sonra yönetmen olarak çektiği dördüncü uzun metrajlı filmi. Aynı zamanda iyi bir senarist de olan Sciamma’nın hikâyeleri, genelde doğal olaylar tarafından yönlendiriliyor ve …

Portrait of a Lady on Fire Devamı »

Yaşasın, Yaşamı Dansa Kaldırdım!

 Ekwa Msangi’nin ilk uzun metrajlı filmi olan Farewell Amor (Elveda Aşkım), Walter’ın (Ntare Guma Mbaho Mwine) 17 yıl önce Angola’dan New York’a gelişinden bu yana, karısı Esther (Zainab Jah) ve kızı Sylvia (Jayme Lawson) ile ilk kez bir araya geldiği JFK Havaalanı’nda başlıyor. Öyle bir açılış sahnesi ki izleyiciyi hemen bu hassas ve bir o …

Yaşasın, Yaşamı Dansa Kaldırdım! Devamı »

Mükemmel Günler

“Bir dahaki sefer, bir dahaki seferdir. Şimdi, şimdidir.”  1970’lerin Yeni Alman Sineması’nın öncülerinden ve aynı zamanda çağdaş sinemanın en özgün temsilcilerinden biri olan Wim Wenders’in son filmi Perfect Days (Mükemmel Günler), zen duruşu ile bu senenin çok konuşulan ve daha ilk sahneden izleyicisini sarıp sarmalayan filmlerinden biri. Oscar Töreni’nden eli boş dönse de filmin başrol …

Mükemmel Günler Devamı »

Keşke Tekrar Tanışabilseydik: Reprise

 Reprise (Tekrar); yarı Norveçli yarı Danimarkalı yönetmen Joachim Trier’in ilk uzun metrajlı filmi, aynı zamanda Oslo Üçlemesi’nin de ilk filmi olarak öne çıkıyor. Üçlemenin başrolünde Oslo var ve hikâyeler birbirinden bağımsız da olsa karakterlerin hepsi en gerçek ve belki de en melankolik hallerinde bir kimlik arayışındalar. Trier’in daha ilk filminden çok iyi bir gözlemci, farkındalığı …

Keşke Tekrar Tanışabilseydik: Reprise Devamı »