yazılar

Karanlığa Bakış

Ofisinin kapısına yöneldiğinde, saat gece yarısına yaklaşıyor olmalıydı. Halletmesi gereken birkaç iş daha kalmıştıancak bunlar internet üzerinden de yapılabilirdi. Yorulmuştu ama yaptığı her iş yorgunluğuna değiyordu.   Eve doğru yola koyulduğunda ne kadar da şanslı bir serseri olduğunu düşünüyor ve kendisiyle gurur duyuyordu. İşiniiyi yapmak, zeki olmak onu tek adam yapıyordu. Onun gibi bir tane …

Karanlığa Bakış Devamı »

Bekleme Odası

Havaalanının bekleme salonunda valizlerine yaslanıp uyuyan adamlar, ağlayan çocuklarını sakinleştirmek için aşağıyukarı yürüyen anneler, kuvvetini arttıran kar ve buz fırtınasından birbirini sorumlu bilip kavgaya tutuşan yaşlı çiftlerdışında genel çoğunluk bıkkın şekilde bekliyor. Üst üste rötarlar açıklanınca havayolu şirketi sandviç ve su dağıtmış.Alan salatalık, uyku ve beklemiş insan kokuyor. Yolunu şaşırmış bir eşek arısı baygın dolaşıyor. …

Bekleme Odası Devamı »

Şeb-i Terk

Uyandığım gecelerin birinde gelirsin Ve üç beş saat yaşarım seninle diye Seni terk edip uyanıyorum gelmediğin gecelerde   Işıkların dizekleri çiziyor altını güzelliğinin Toprağa yansıdığım günlerden Bir rezillik karışıyor kanıma Belki ben karıyorum harcımı Belki senin kırışıkların aklıyor varlığımı   Kahvemde tütüyorsun Betonlar arası kurguların Soğukluğunda titrediğimde Dokunmuyorsun Ben yine donuyorum İçimde yaşama korkusu   …

Şeb-i Terk Devamı »

Son Hece

Öğleden sonra. Sonbahar fırtınası. Ağaçlar rüzgârı tutamıyor. Güneş çoktan bulutların arkasına kaçmış. Yerde renkcümbüşü. Yaprakların savruluşuna bakıyorum. Yollar, onların. Ne bir masa ne bir sandalye ne de bir insan sokaklarda.Ve ben seninleyim. Özgürlüğümde. Mutlu muyum? Sendeki tutsaklığım kadar değil.   Sana yazdığım son mektubu düşünüyorum kahvemin kokusunda. Peşi sıra kelimelerini. Beni okşayan, duygularını banataşıyan. Başka …

Son Hece Devamı »

Merdiven

Bir merdiven dayamıştı dik bir duvara. Onu görenler “Aklını kaçırmış olmalı,” diyorlardı arkasından. Belki de delirmişti.Çoğu kişinin yapmadığını yapmaya çalışmak, deliliğin asıl tanımı olabilirdi.   Merdiven kaç basamaklıydı bunu kestirmeye çalışıyordu, beceremiyordu. Kendini zaman zaman bir duvara değil de göğetırmanır gibi hissediyordu. Bir el atanım olsa ya da arkadan destekleyenim…   Sonunda en yakınına açıldı; …

Merdiven Devamı »

Av ve Avcı

Soğuğa rağmen güneşten yansıyanlar ipil ipildi. Önde ölü gözlerle bakan balık ve arkasında bir kuyudan ağları çekenbalıkçı, ufuktaki gökyüzünden üzerlerine yağan gri bulutlarla çevriliydi…   Balık karların üzerine atıldığında, solungaçları kabararak şişip sönmüş, en nihayetinde de ölü gibi kıpırtısız kalakalmıştıve gözleri açık olduğu halde uyur gibiydi. Uçuk, ürkek bakışları yorgun düşmüş, boş bakışlara dönüşmüştü. Artık …

Av ve Avcı Devamı »

Sonbahar Şarkıları

Sonbaharsan yeşile bulaşma.   Ben sonbahardan başka bir şey değilim.   Didem Madak, şiirlerini “Grapon Kâğıtları”na sardığı günlerde, bende göğsümden dilime doğru yükselen bir “mersiyeağrısı” bırakmıştı. Pessoa’nın “Huzursuzluğun Kitabı”nda da bir benzerini, belki daha hafif sancılısını yaşamıştım.Sonrası uçsuz bucaksız sonbahar bahçesi… Zaman zaman sözcüklerini yutkunamadım. Korkusuzluğun burcuna şiirbayrağı diken bir şairin, “Ölüm çok iri bir …

Sonbahar Şarkıları Devamı »

Güz Mavisi

Leopar baskılı sabahlığın örttüğü bacaklarını kollarıyla sıkı sıkıya sarmış, başı omuzlarının arasına gömülü. Uzaktan bakıldığında bir kaktüsü andırıyor. Beş köşeli taç çiçeğiyle bir leş kaktüsünü! Zaten ortalığı da bir leş kokusu tutmuş.   Kadının ve sırtını dayadığı duvarın, etekleri yerde birikmiş lacivert kadife perdenin, avizenin kristal taşlarında kırılan solgun ışığın, duvarlara resmedilmiş tombul mavi bulutların, …

Güz Mavisi Devamı »

Hüzün Mevsimi Sonbahar

Üzgündü altın sarısı yaprak. Aylardır bağlandığı güçlü kollar kendisini tutmak için artık çaba göstermiyorlardı. Oysaonlara tutunmuş, filiz vermiş, büyümüş, güçlenmişti. Onlara ve altında oturanlara gölge olmuş, serinletmişti. Şimdiyseonu değersiz bir varlıkmış gibi bırakıyorlardı. Geçmiş günlerin hiç mi hatırı yoktu? Ya şu yaşlı çınar ağacına nedemeliydi? Neden susuyor, neden durun, bırakmayın demiyordu? Narin, cılız bir ikindi …

Hüzün Mevsimi Sonbahar Devamı »

Pişman Doktor

Çok pişmanım doktor! Var mı pişmanlığın çaresi tıpta. Nasıl yardımcı olursun? Biraz hastanede kalsam, yeni çıkanilaçlardan kullansam, anestezi alsam ya da alternatif tıp? Bilmiyorum doktor sen söyle, var mı çaresi? En büyükdüşmanı, günler hatta saatler. Zamanı ötanazi etmek için bir şansım olsa değil mi doktor? Yıkasam cenazesini, kılsamnamazını, diksem mezar taşını belki o zaman bulurum …

Pişman Doktor Devamı »