Ay: Nisan 2024

Sembolizm: Ruhun Dilindeki Gizemli Anlatım

 Uzun bir aradan sonra tekrar merhaba! Bir süredir hasta yatağımda, hayatı, dahası geçmişi düşünür oldum. Aslında belki de düşünmeyi hiç bırakmamış olabilirim.  Bu hafta, Sembolizm akımından ve izlemeye doyamadığım, üzerine düşüncelere daldığım 1912 yılına ait İtalyan bir ressamın eserinden bahsedeceğim. Sonra da benden ve bizden!  Sembolizm; gerçeklerden kaçma, hayale sığınma, çirkinlikleri hayal yardımıyla güzelleştirme, bunlara …

Sembolizm: Ruhun Dilindeki Gizemli Anlatım Devamı »

Bir Mozaiğin Parçaları: The Humans

 Karmaşık olarak örülen mozaik parçalar gibidir aile. Doğar, büyür, kopar, sarsılır, sarılır, uzaklaşır ama yine bir arada kalmaya çalışır. Tıpkı Blake ailesi gibi.  Tiyatrodan filme uyarlanan yapıtlara merak sardığım son dönemde izlediğim etkileyici filmlerden biriydi Stephen Karam’ın The Humans (İnsanlar)‘ı . Duyguları sadece oyuncularla değil, filmin geçtiği ortam ve sesler üzerinden harika şekilde izleyiciye taşımayı …

Bir Mozaiğin Parçaları: The Humans Devamı »

Tutunmak

 Haftanın tüm yorgunluğu omuzlarının üzerinde birikmişken spor salonuna gidip gitmemek konusunda bir müddet düşündü. Sadece kırk dakikasını ayıracağı bir eyleme karşı olan bu aşırı isteksiz ruh hâlinden uzaklaşmaya çalışarak yola koyuldu. Korna sesleri, birbirini ezercesine ilerleyen kızgın arabalar, sürekli bir yerlere yetişmeye çalışan bir yığın insan arasında kulaklığından gelen müzik sesiyle içinde bulunduğu kaos ortamından …

Tutunmak Devamı »

Karanlık

 Delirmek üzereyim. Beynini susturamamak nasıl bir lanet? Kendi kendimi lanetlemiş olabilir miyim?  Başlarda hayal kurmanın ayrıntısında boğulurdum, bunlar gayet tabii şeylerdi, saatlerce duvara bakıp hayaller kurabilirdim. Bazı insanlar bunu yapamıyormuş, yani durup öylece hayaller kuramazmış. Ben kurardım, bir keresinde tahminime göre yedi saat hayal kurmuşum duvara bakarak.  Bu hayaller beni yaşamaya heveslendirirdi. O kadar iyi …

Karanlık Devamı »

Opus 7

  Dağlar zamanı, Sular belleği aldı. Gökyüzü birliği, Ateş hayreti, Bitkiler inancı, Hayvanlar şefkati, İnsanlar bir tohum gibi; Her şeyi aldı. … Yaşıyorlardı göğün en müstesna yerinde, Ve konuşuyorlardı kendi aralarında: “Ne acayip şu insanoğlu, Akıl sır ermiyor işlerine. Bu kadar duyguyu, Nasıl barındırıyorlar içlerinde? Keşke insek de yeryüzüne, Bilebilsek zihinlerindeki ne!”  … Melekler ağladı …

Opus 7 Devamı »