Deneme

Havuz

 Eskiden, çok eskiden bir gün… Hava günlük güneşlik, pırıl pırıl bir yaz ortası. Aile dostlarımızdan birinin evine gitmişiz. Ev çok kalabalık, kutlama havasında insanlar. Herkes neşeli ve telaşlı, bir koşturmaca var etrafta. Yemek hazırlığı, çatal bıçak sesleri, kahkahalar… Arka bahçede kocaman bir havuz var ya da ben küçük olduğum için bana büyük geliyor. Bir havuzla …

Havuz Devamı »

Bir İmza Bırak Gökyüzüne

Geceyi bir kâğıt gibi al önüne, yıldızlar mürekkebin, ay kalemin olsun. Dök içinde ne varsa kelimelerle gökyüzüne, ağır mı geldi yazdıkların? Bırak dökülsünler bulutlardan aşağı, belki de ıslanır senin kelimelerinle sokaklar. Yağmur olarak inen cümlelerin arasında tüm caddelerde özgürce aksın ruhun. Titrek sokak lambasının altında yırtık paltosuyla keman çalan gizemli adamın ağlayan melodileri akan kelimelerin …

Bir İmza Bırak Gökyüzüne Devamı »

Hesapsız Hesap

Bugün aldığım kitapları yerleştiremedim kitaplığa. Bir aşağı bir yukarı… sığdıramadım. Zaten birbirine girmiş hepsi. Renkleri, sıraları, konuları, yazarları karışmış. Şöyle biraz göz gezdirdim. Çok uzun yıllar olmuş. Günlerce belki de haftalarca arayıp sonra yarım kalmış sayfalarla göz göze geldim. İnsan kitaptan utanır mı? Ben utandım! Yarım kalmışların yüzüne bakamadım. Bi köşede “Fasl-ı Aşk”, bi tarafta …

Hesapsız Hesap Devamı »

Yazarak Tutunamayan Adam

Yolum hep yazı sanatına gönül vermiş çağdaş insanlarla kesişiyor son yıllarda. Özge Hanım gibi sanata, musikiye, edebiyata değer kazandıran, yazarken bütün olan, bir Ankara hanımefendisi mesela, aynı zamanda benim ilham perim kendisi. Ekrem Bey gibi Çerkes sürgününe adanmış ruhlarla. Unutulan değerleri yaşatmak gibi muazzam bir öze sahip. Çerkes soylusudur kendisi. Tarık Bey gibi gazeteci araştırmacı …

Yazarak Tutunamayan Adam Devamı »

Kahkaha Arıyorum

Geceleri çok zor uyuyan, yatakta dönüp dururken baş dönmesi yüzünden uyuyakalan insanlar vicdanen sıkıntılı, hayatında yolunda gitmeyen birtakım şeyler olan insanlar mı, yoksa çok mu zekiler? Başını yastığa koyduğu anı bile zor hatırlayacak kadar kolay uyuyanlar kalbi temiz, alnı öpülesi melekler mi yoksa alayı düpedüz alıklar mı? Bilim dünyasının buna hâlâ çok net bir cevap …

Kahkaha Arıyorum Devamı »

Post Foto-Graf

Her gün ocağa inerken “uğurlar olsun” ocaktan çıkınca “geçmiş olsun” dediler, “Yüz karası değil, kömür karası Böyle kazanılır ekmek parası” dediler, alınları ak emekçiler. Bir kez daha yüreğimiz dağlandı… Bilim ve Teknolojide öncü olan ülkelerin entelijansıyası, bilimsel ve teknolojik ilerlemenin dayatması sonucu hayatın olağan akışında meydana gelen sosyo-ekonomik, sosyo-politik, sosyo-kültürel, psiko-sosyal yenilik ve dönüşümler üzerine …

Post Foto-Graf Devamı »

Tökezleme Taşlarının Ardındaki

Öyle bir şehir ki; Arnavut taş kaldırımlı sokaklarında yürürken, yere çakılmış küçük pirinç levhalarıyla başka bir zamana savurur sizi. Her bir küçük ve yüzlerce pirinç levhaya kazılmış isim, doğum ve ölüm tarihleri! Yüzlercesi önünüz ve ardınızca devam eder. Kim bu insanlar? Neden bu isimler her yerde adımlarınızı takip eder bu şehirde? Önce bir anlam veremez …

Tökezleme Taşlarının Ardındaki Devamı »

Esir Parmak

İçimde kopan bir gürültü ile uyandım bu sabah. Gecenin sesi açık kalmış. Gözlerimi fal taşı, kulaklarımı tıkalı… Kırk yıllık odam yabancı! Her şeyi sonradan anladığım gibi yine sonradan geldi aklım yanı başıma. Tamam dedim. Hepsi birer rüya. Değişen sadece takvim yaprağı. Gün, güneş, ben ve yarın hep aynı. Merhaba demek için bir sebep var mı? …

Esir Parmak Devamı »

Bir Hücre Olarak Kendine Sürgün

İlk sürgünü ana rahminden ayrıldığında başlar insanın ve böylece dünyaya fırlatılırız. Yerimizden, yurdumuzdan edilmek hiçbirimizin hoşuna gitmez, doğar doğmaz çığlığı basışımız da bu yüzdendir. Sonra farklı farklı sürgünler yaşarız, bunlardan biri de bir kalpten sürgün edilmektir. Bu sürgünden geriye savrulup, parçalanmış, enkaza dönmüş, dünyaya dargın bir ruh kalır. İçinden kopan çığlığa hapsolunca, çareler aramaya başlar …

Bir Hücre Olarak Kendine Sürgün Devamı »