Hikayeler

Sütçü Amca

 Sokaktan “Süütçüüüüüü…” sesini duyduğumuzda annemi bir telaş alırdı. Ben ne olduğunu anlayamadan annem, “Sütçü geldi. Çabuk büyük tencereyi al da aşağı in!” derdi. Büyük tencere, o zaman için bana kocaman gelirdi. Ama asıl o büyük değilmiş, ben küçükmüşüm.  At arabasıyla gelirdi o amca. Sütçü amcaydı benim için. Aşağı koştura koştura inerdim. Belki süt almak için …

Sütçü Amca Devamı »

Davul Bile Dengi Dengine

 Görücülere kapıyı açmaya en küçük kardeşimi yollayan üvey annem bana da, “Sen mutfakta bekleyeceksin, isteme bitmeden kimseye görünme,” diyor. Yüzüne anlamsızca bakıyorum.  Kapı aralığından gelenleri gözetlemeye başlıyorum. Önce sarıklı ve şalvarlı üç adam giriyor. Arkalarından da kara feraceleriyle iki kadın. Buyur edilen yerlere kadınlar ayrı erkekler ayrı oturuyorlar.  Görücü dedikleri bunlar demek. Ama ablam için …

Davul Bile Dengi Dengine Devamı »

Bozuk Paralar

 Adam yanımdan geçerken elini uzattı; ben ne olduğunu bile anlayamadan cebime bir tomar bozukluk boca etti. “Beyefendi, beyefendi bakar mısınız, sanırım bir yanlışlık oldu!” diye arkasından seslendim. Ancak beni duyduğu halde, duran tramvaydan hızla indi. Tramvayın henüz açık olan kapısından bir an için arkasına dönüp bana baktı. Yüzümü unutmak istemiyor gibiydi. Fötr şapkasının altında yeşil …

Bozuk Paralar Devamı »

Kurşun Gibi

 Loş, tenha bir sokakta var gücümle koşuyorum, ilk kez geçtiğim bir abbara bu. Kadim kentin kadim bir sokağında, terk edilmişlik, unutulmuşluk ve hüzün duygularının hüküm sürdüğü bir yerde. Nefes aldıkça rutubet kokusu ile karışık toz kokusunu ciğerlerimde hissediyorum. Nahit taşlarının yıllara, kadere teslim olması.  Bastığım yeri hissetmiyorum, belki yerden bir karış yukarıda koşuyorum. Kalbim duracak …

Kurşun Gibi Devamı »

Ayna

 Birkaç adım önümde yürüyordu. Ensesinde topladığı saçlarının topuz kısmında yer yer sarılar ancak sımsıkı topladığı için oldukça gergin görünen baş kısmında bu sarılardan ziyade bolca beyaz vardı. Saçlarını aylar önce boyatmış ve ardından bir sonraki boya zamanına erişemeden kendinden vazgeçmiş gibiydi. Omuzları önüne düşmüş, ağır adımlarla ilerliyordu. Yüzünü merak ettim, yaşını merak ettim. Yüzündeki çizgilerden …

Ayna Devamı »

Son Üç Gün

 Ve yine eylül geldi. Sen yanımda olsaydın…Mevsimler dönüyor, seneler değişiyor, günler birbirini kovalıyor. Güneş açısını çoktan değiştirdi. Artık ışık değil hüzün yağıyor her yere, keşke yanımda olsaydın… Kocaman bir damla gözyaşı oldu zaman, akıyor durduramıyorum. Sen yoksun…  Haftalardır çırpınıp feryat eden deniz bile duruldu. Kalbimin kıyılarını ölü dalgalar yokluyor. Gelen sonbaharla birlikte kâinatı sarı bir …

Son Üç Gün Devamı »

Sehere Kaçış

 Pek rahatsızdı bu sandalye, sırtımı çürüttü yıllardır. Kamburlaşmış belimdi tek verdiği, aldığıysa hayatım. Gün batımı eşliğinde yaprak dökümü görememiştim sonbaharda, gökyüzünün güzel kızıllığı kalbime nüfuz etmiyordu yıllardır. Mevsim değişikliklerini grip olmamla fark etmeme de acıyordum çoğu vakit. Pek rahatsızdı bu sandalye…  Ben sadece gelmiş ve oturmuştum. Mesleğim sevilirdi, çocuklar atanınca övülürdü tüm mahallede. Gelinlik çağına …

Sehere Kaçış Devamı »

Duvar

 Önce kadın geldi, ardından bir adam.  Kadın:   “Duvar dört tane ise iş görür,” dedi, “Şu duvarda aşımız kaynar, bunda yıkanırız, diğeri ise bebeğimizin geleceği yerdir.”  “Ya dördüncüsü? O ne duvarı?” diye sordu adam.  Kadın sığınacağı, dövüneceği, fısıldayacağı, dayanacağı, ağlayacağı dördüncü duvarı adama anlatmadı. O kadar sustu ki adam dördüncü duvarın varlığını unuttu. En çok birinci …

Duvar Devamı »

Uykusunu Alamayan Uyurgezer-ler-den Biri

 Flaş! Flaş! Flaş! … Flaş bir haber uyku mahmuru gözlerimin önünden hızla geçiyor… Yeni bir güne uyanmışım uykumu bile alamadan. Ben mi uyanamadım, haberlerde izlediğim bu şey rüya mı gerçek mi, ayırt edemiyorum. Uykudayım ben zaten, hep uykuda.  Evet, evet doğru görmüşüm. Televizyonda son dakika bildirileri yanıp sönüyor. Kanalları tarıyorum. Tüm kanallarda büyük puntolarla şoke …

Uykusunu Alamayan Uyurgezer-ler-den Biri Devamı »

Yük

 İstanbul’un en eski semtlerinden birinde , ahşap kagir cumbalı evlerin sıralandığı çıkmaz sokakta hummalı bir telaş , farklı bir kalabalık…Komşuluk ilişkilerinin neredeyse akrabalık derecesinde güçlü olduğu, her kutsal günün, bayramın, Noel’in, Paskalya’nın, Aşure ayının, Ramazan’ın bereketinin birlikte kutlandığı, imecenin günlük hayatın olağan akışında normal olduğu , yoktan var edenlerin yaşadığı dönemler…. Düğünlerin, cenazelerin, hastalıkların tek …

Yük Devamı »