Şiir

Too/Far/Gone

Sustalı bir sessizlik açıp koz dövüştürüyoruz Koynumuzu kemiren bir tabur gerillayla Esen güneş yara almadık yer bırakmıyor tenimizde Bir hülyaya haddinden fazla uy(u)muşuz belli ki/diyorum (ve artırıyorum)y Herkes tatlım münasip bir zamanda Çıldırsın diyorum herkes münasip bir zamanda Yoksa ne mi olur gün ölür güzelim gecenin çatlar hıncı Ve bu sancı/yani bizi haberlere hapseden ve …

Too/Far/Gone Devamı »

Ding an Sich

“O bilinmez ve tanımlanamaz gerçeklik meydana geldiğinde” Ey Beckett’ın beyaz balinaya güttüğü kan kurutulmuş bilinç gibi dökül yeryüzüne A som ışık altında eriyen zaman kucakla saf akıldan bulutları bir imge yazgısı tülden kanatlanmış salt düşünceyle beyaz duvarı zıpkın gibi deliyor bir başka imge, rıza içinde bir başkası, aslında, kanıyor…  

altı çizili hisler

yakıp yıktım içimdeki tüm yılgınlığı sağır kenti dilimdeki harabe şarkılar ile aştım altını çizdiğim hisleri ne olur bir dinle canevimde uyanmakta olan bin yıllık bilge daha olgunlaşmadan topladım karanlığı güneşini kaybeden dulda satırlar ile şiiri aradım altını çizdiğim hisleri ne olur bir dinle onlarca dilde aralıksız isyan eden hergele bahar kokan bin adım attım benden …

altı çizili hisler Devamı »

İskambil Falında Nazır Vaveyla

Sesimin yankısı duvarları aşmış duymuşsun Uzaklardan koşar adım geldi beyaz atın Hislerini nakşetti yüreğime Anlattı gözlerinin kimi bulmaya çalıştığını Küçük vaveylanı arıyormuşsun bak buradayım Şimdi saçlarımdaki papatyalardan topladım Ceketinin cebinde yer edinmesi için Nazırım bekliyorum iskambil falında Kupa kızının sinek valesine çıkması için Eski dönem filmlerinden çıkıp Süregelmiş asırlarca aşkımız Buluştuğunda gözlerim kendine biçilmiş gözlerinle …

İskambil Falında Nazır Vaveyla Devamı »

Çerçeve

İnsanoğlu kendini, Küçücük ahşap bir çerçeveye sığdırdı, Acısı kederi hüznü neşesi Ve 21 gramlık ruhuyla. Hisleri hep yarım yarımdı, Ne neşesi kahkahalı, ne hüznü derin. Sonra kalın paslı bir çivi çaktı duvara, Astı ipinden kendini. Çatlak duvardaki yamuk çerçeveden Dünyaya baktı insan. Bir baba ağladı ölen yavrusuna, “Erkekler ağlamaz!” dedi o buyurgan ses; Gözyaşı yok …

Çerçeve Devamı »

Girift

Güneşin yakıcı ışığında sevdim seni Bir idam mahkûmun son günü gibi Özlemle, hasretle ve acıyla sevdim Tıpkı bir şairin ilk mısrasını yazdığı gibi Büyük bir hevesle sevdim seni. Bu bedbaht gidişata bir ayaklanış oldun Bir gül devrimi havasında Kalemle, kâğıtla, düşle, umutla Söğüt gölgesinde bir pınar oldum, doldum, duruldum. Uçsuz bucaksız sahralarda bir su birikintisi …

Girift Devamı »

İki beyaz fincanın bir söz edemeyişi:

  -Dalgaların kıyıya vurduğunu nasıl anlarız Bir kırık gülümseme mahcubiyeti olmadan Kendimizi muhtaç etmeden bir tül perdeye Ömür nasıl geçer? Ömür, 5 vakte kadar gelecek diyen fallardan ibaret Sanmışım Gençliğimde. Şehrin en buruşuk alnına Yamuk adımlar atmışım hiç farkında da olmadan. -Sende kalan her şey senin olsun Bendekileri paylaşalım sadece! Kaybı olmayanın edebi de olmaz …

İki beyaz fincanın bir söz edemeyişi: Devamı »

Tripleks

Ne kazma ne kürek çıplak ellerimle eşelediğim bu toprak nefes alıyor mu ne dersiniz yabani otlar, vahşi hayvanlar sandığımızdan daha medeni değil midir insanoğlundan budanmış kanatlarıyla melekler ne diye konacaklarmış omuzlarımıza kara tahtaya bir çarpı daha tavan arasına sıkıştırdığımız cesetler dünden başladı kokmaya kaçıncı ihtar bu tanrı’dan çekilen pusulaya kazıdığımız kayboluş inadına kuruttuğumuz bu okyanus …

Tripleks Devamı »

Değil Sadece

Yağmurun buğusu rüzgârın sonatı ve kamerli gün batımlarının aşkı nasıl yücelttiği değil sadece eşsiz bir manzaranın nefesi gibi şiirlerle yangılanan sevdalar da yok Güneşin soluğu gökyüzünün bilgeliği ve yılkı atlarının yelelerinden şarkılanan özgürlük değil sadece bakire bir gül gibi yüreklerde tomurcuklanan düşler de yok Var olmanın esrikliğiyle söylenen yalanlar çöl çiçeklerinin sessizliğe gömdüğü sırlar var, …

Değil Sadece Devamı »

Günle Gelen

Tene dokunan elin hasreti umut veren vuslat, Su kokusunun sesi burna takılı, Kalp içi yaralı dışında ölüm dantel dokur, Yine kış gelecek ilkbahardan sonra yaza inat, Sıra yok düzen yok her şey yerli yerinde karışık. Ne iç sızlamaları duydum rengi deniz grisi, İçimden geçeni anlatmak nasip yine uçan kuşa, Giderim peşi sıra kargalar ümit çırpar, …

Günle Gelen Devamı »