Fazla Mehmet
Babasının elini sıkı sıkı tutuyor bırakmıyordu Mehmet. Konuşmak için sık sık başını yukarı doğru çeviriyor, elini sıkarak “Beni dinler misin?” der gibi işaret veriyordu. Heyecanla sıralıyordu sorularını art arda: “Her gün gelecek miyim baba?” “Çemberimi de yanıma alabilir miyim?” “Sen camiye gidince ben dükkânda yalnız mı kalacağım?” Küçücük yüreğinde endişelerin her çeşidini yaşamaya başlamıştı bile. …