Ay: Temmuz 2023

Fazla Mehmet

 Babasının elini sıkı sıkı tutuyor bırakmıyordu Mehmet. Konuşmak için sık sık başını yukarı doğru çeviriyor, elini sıkarak “Beni dinler misin?” der gibi işaret veriyordu. Heyecanla sıralıyordu sorularını art arda: “Her gün gelecek miyim baba?” “Çemberimi de yanıma alabilir miyim?” “Sen camiye gidince ben dükkânda yalnız mı kalacağım?”  Küçücük yüreğinde endişelerin her çeşidini yaşamaya başlamıştı bile. …

Fazla Mehmet Devamı »

Vefa A.Ş.

 Vefa Abi’nin eski plaklar, kasetler, şamdanlar, antikalar sattığı bir tezgâhı var. Özellikle çocuklar işlerine yarar bir şey olmasa da bu karmaşaya uzun uzun bakmayı çok severler, analarını çekiştirirler. Kışın bile hava kararana kadar tezgâhın başında durur Vefa Abi. Son zamanlarda tezgâhı toplamakta, etmekte zorlanıyor. Başta hasta sandık, ama meğerse yaşlanıyormuş. Artık kışın ayazı, tezgâhın curcunası …

Vefa A.Ş. Devamı »

Ha Gayret!

 — Hop, hop, hop! Görmüyor musun adam binmeye çalışıyo!  Metrobüs şoförü güneş gözlüklerinin üstünden kendisini uyaran takım elbiseli, ipek kravatlıyı süzdü, kapının düğmesine bastı sertçe. Kapı tıs diye açıldı. Basamaklardan beyazlar içinde, çıplak ayaklı, saçı başı ağarmış bir adam çıktı. Şoför, küçümsercesine süzdüğü adama;  — Bey baba kartın var mı? Yoksa birinden kart bul bas!”dedi. …

Ha Gayret! Devamı »

Üç ve Katları

“İnsan hiçbir şeye alışmamalı.”*  Emziğini bırakmak istemeyen çocuk direnişiyle dişlerinin arasında sıktığı sigaradan peş peşe üç derin nefes çekti.  “Üç müydü be? Ya dörtse?”   Elleri titredi. Yer yer kızarık ve derisi soyulmuş parmakları, rüzgardan yüzüne yapışmış kestane rengi dolaşık saçları arasında gezindi.  “Hay ben senin saydığın nefesin… İki nefes az çekince yahut fazla olunca …

Üç ve Katları Devamı »

Bayan Levi

 Alarmı ısrarla çalan saati el yordamıyla bulup susturdu. Yine sabah olmuştu işte. Bedenini yataktan zorla söküp çıkardı; ilk işi sert bir Türk kahvesi yapıp hızlıca içmek oldu. Aynı tempoda duşunu aldı, giyindi, koşar adım çıktı evden.  Aceleci olmak onun için artık olağan bir haldi… Bir yere yetişmesi gerekmese de yavaş yürüyemezdi… “Durmanın imkansızlaştığı” bir çağın …

Bayan Levi Devamı »

Başka Gözden

Mutsuz  Dışarısı karmaşık, kalabalık, fazla büyük, tek bir ağaç yok, sadece beton, göğe yükselen gri blokların ve karşı sokaktaki tek katlı yıkılmaya yüz tutmuş bu evlerin, nasıl bir arada durabildiğini anlamıyorum. Zaten konuştuklarını da öyle. Dillerini bilmiyorum. Toplu bir taşıta binerken bana yönelen düşmanca bakışları görebiliyorum. Artık ben bu ülkenin vatandaşı bile olsam, hep mülteciyim, …

Başka Gözden Devamı »

Lento Söyleşileri: Biket İlhan

  “Seninle yaşadığım hiçbir kötü anımı hatırlamıyorum!” Taksim’in kalabalık günlerinden biri. İğne atsan atılmıyor. Büfelerin önünden Sıraselviler’e kıvrılırken Arap dilinin baharatlı sesleri işitiliyor. Telaşsız ama hevesli adımlarla yürüyorum. Ustamın, Attilâ İlhan’ın yaşamında müstesna bir yere sahip olan, yapımcı, yönetmen Biket İlhan’la konuşacak olmanın heyecanı bu… Nihayet Cihangir’deyim. Savoy Pastanesi’nin sokak masaları uzaktan seçiliyor. Lunapark ışıklarını …

Lento Söyleşileri: Biket İlhan Devamı »

Tunus’ta Bir Divan

Film: Arab Blues – Un Divan a Tunis- Tunus’ta Bir Divan Yönetmen: Manele Labidi Ülke-Yıl: Fransa-Tunus, 2019 Türü: Komedi- Drama Süre: 1 saat 28 dk Kurgu: Yorgos Lamprinos Hikaye: Maud Ameline Görüntü Yönetmeni: Laurent Brunet Film Müziğinin Bestecisi: Flemming Nordkrog Gösterim Tarihi: 12 Şubat 2020 “Bir kadındı ve gözleri intihar/Sevgilisi sürgündü ve anıları bir ülke/Zeytinyağı …

Tunus’ta Bir Divan Devamı »

sallanan sokaklara naralar eken

özlemi bana getiren usumdaki şarkılar ile dilime isyan ediyorum kafası güzel sesimin peşine düşüp sallanan sokaklara naralar ekiyorum uyuyan kaldırımlar ağlamaya başlayınca bir düşün içinde olduğumu anlıyorum derdimi hep içime attım içimi de sokağa döktüm sokağımı da rüyamda böyle gördüm tatava eden yıldız falcısı değilim sadece geceleri yıldız tarlasından düşen ışıkları gömdüm kavuşmayı bana anlatan …

sallanan sokaklara naralar eken Devamı »

Tedavi

 Boynundaki acıyla içine daldığı düşüncelerden irkilerek çıktı. Çok derin bir acı değildi ama birden bir sızı hissetmişti. Doktor, hareket etmeden biraz beklemesini söyledi. Yüz üstü yattığı sedyeden yerdeki beyaz fayanslara bakıyor, boynundaki acının hafifleyerek kayboluşunu hissediyordu. Gün boyu oturduğu sandalyenin, gözlerini kırpmadan akşama kadar binlerce iş yaptığı bilgisayarının vücuduna armağanı olan bu boyun ağrısından kurtulamamıştı. …

Tedavi Devamı »