Ay: Mayıs 2024

Wright Mills’in Sosyolojik İmgelem Teorisi Üzerine Kısa Bir İnceleme

 Wright Mills, Amerikalı bir sosyolog ve 20. yüzyılın önde gelen düşünürlerinden biridir. Mills, Sosyolojik İmgelem adlı eseriyle sosyoloji alanında derin bir etki bırakmıştır. Sosyolojik imgelem, bireylerin kişisel deneyimlerini ve geniş toplumsal yapıları bir araya getirerek sosyal olayları anlamalarını sağlayan bir kavramdır.  Mills’e göre, sosyal olayların anlaşılması için kişisel ve toplumsal boyutların bir arada ele alınması …

Wright Mills’in Sosyolojik İmgelem Teorisi Üzerine Kısa Bir İnceleme Devamı »

Hiç Kimse Bizden Gitmiş Değil

Şöyle bir dönüp baktım da Ne kadar çabuk geçmiş zaman Geçerken bıraktığı hatıralara Daldım gittim birden Ne kalacak elimizde bilmeden yaşıyoruz Ama bir amacımız olmalı değil mi? Gelişimiz bile nedensiz değil ki Bu hayat kavgasında Bir dakikacık bile olsa Durup düşününce anlıyor insan Varıyor er geç farkına olanların Kalkıyor tül perde gözünün önünden Bir yağmur …

Hiç Kimse Bizden Gitmiş Değil Devamı »

Obur Dünya -2-

-Lütfen bu yazıyı aç karnına okumayınız, yemeklerden sonra bünyenize alınız-   Çocukluk anıları sandığını şimdilik usulca kapatıp konumuza kaldığımız yerden devam edelim mi?  Hani “bundan bin yıllar önce insanlar yiyeceğe ulaşırken ne zorluklar çekmişlerdir acaba hiç merak ettiniz mi?” diye sormuştum ya, o konu. Hoca Nasreddin’in “Bir dirhem bal için bir çeki odun yiyemem.” diye tabir …

Obur Dünya -2- Devamı »

Postmodern bir anlatı: gibi

                                                                                   “Vatkalı ceket, bir sosyal intihardır.”  Şey. Eşyanın tekili. Nesneyi tümüyle kuşatmayan, kenarında, hududunda dolaşan sıkılgan kelime. Öte yandan, tamı tamına söylenemeyen bir şeyin -burada da öyle- dinleyici algısında benzer bir etki yaratmasını sağlayan, dilin küçük sihri. Edatlar gibi. Edatların da kendi başlarına anlamı yok zira. Diğerleriyle bir araya geldiğinde, başka deyişle cümle içinde anlam …

Postmodern bir anlatı: gibi Devamı »

Muhteşem (!) Dünya

 “Sonuçta her şeyi görmediğimiz için bir şeyler duyarız.” Slavoj Žižek  Roy Arne Lennart Andersson filmleri, özellikle ilk kez izleyen seyirci için, afallatıcı.  Filmler,  öyle sinemaya gidip koltuklarımıza kurulup patlamış mısırlarımızı yerken hoş vakit geçirelim  diye izlediklerimizden  değil.  Roy Andersson, sinema tarihinin gelmiş geçmiş en özgün dilini yaratan yönetmen olarak anılıyor. Bence haksız da değiller.  Üstelik …

Muhteşem (!) Dünya Devamı »

Troyka’nın Bedeni

   Nugay aklını yitirdi. Yiten akıllar nereye gider bilmiyorum.  Zihnim hiç susmuyor diyordu, sonra zihnindeki sesler kavga etmeye başlamış, kafasını duvarlara vura vura susturmaya çalıştığı günden beri burada, akıl hastanesinde.  Buradaki evrenin başka kuralları var. Saatler olmadık zamanda çalıyor, bir insanla bakışma süresi flörtleşmeyi kat kat aşıyor, haritadan kırmızı çizgiler siliniyor ve hep beklenen ama hiç …

Troyka’nın Bedeni Devamı »

Nihilist Devrimci

 “Hayatta öyle seçimler yap ki; kazandığın şeyler, kaybettiklerine değsin.” demişsin büyük komutan; o zamanlar hayat böyle seçimler yapmaya gerçekten değer bir yer miydi? Kazanılanlar-kaybedilenler dengesinde seçimlerin ne anlamı olduğunu sorgulamaya bile tenezzül etmediğimiz bomboş hayatlar sürüyoruz şimdilerde. Anlayacağın o ki vaziyet hiç de öyle iç açıcı değil…  İnsancık sürüleri halinde, seçme şansımızın olmadığı bir hayatın …

Nihilist Devrimci Devamı »