Hikayeler

Fazla Mehmet

 Babasının elini sıkı sıkı tutuyor bırakmıyordu Mehmet. Konuşmak için sık sık başını yukarı doğru çeviriyor, elini sıkarak “Beni dinler misin?” der gibi işaret veriyordu. Heyecanla sıralıyordu sorularını art arda: “Her gün gelecek miyim baba?” “Çemberimi de yanıma alabilir miyim?” “Sen camiye gidince ben dükkânda yalnız mı kalacağım?”  Küçücük yüreğinde endişelerin her çeşidini yaşamaya başlamıştı bile. …

Fazla Mehmet Devamı »

Vefa A.Ş.

 Vefa Abi’nin eski plaklar, kasetler, şamdanlar, antikalar sattığı bir tezgâhı var. Özellikle çocuklar işlerine yarar bir şey olmasa da bu karmaşaya uzun uzun bakmayı çok severler, analarını çekiştirirler. Kışın bile hava kararana kadar tezgâhın başında durur Vefa Abi. Son zamanlarda tezgâhı toplamakta, etmekte zorlanıyor. Başta hasta sandık, ama meğerse yaşlanıyormuş. Artık kışın ayazı, tezgâhın curcunası …

Vefa A.Ş. Devamı »

Ha Gayret!

 — Hop, hop, hop! Görmüyor musun adam binmeye çalışıyo!  Metrobüs şoförü güneş gözlüklerinin üstünden kendisini uyaran takım elbiseli, ipek kravatlıyı süzdü, kapının düğmesine bastı sertçe. Kapı tıs diye açıldı. Basamaklardan beyazlar içinde, çıplak ayaklı, saçı başı ağarmış bir adam çıktı. Şoför, küçümsercesine süzdüğü adama;  — Bey baba kartın var mı? Yoksa birinden kart bul bas!”dedi. …

Ha Gayret! Devamı »

Üç ve Katları

“İnsan hiçbir şeye alışmamalı.”*  Emziğini bırakmak istemeyen çocuk direnişiyle dişlerinin arasında sıktığı sigaradan peş peşe üç derin nefes çekti.  “Üç müydü be? Ya dörtse?”   Elleri titredi. Yer yer kızarık ve derisi soyulmuş parmakları, rüzgardan yüzüne yapışmış kestane rengi dolaşık saçları arasında gezindi.  “Hay ben senin saydığın nefesin… İki nefes az çekince yahut fazla olunca …

Üç ve Katları Devamı »

Bayan Levi

 Alarmı ısrarla çalan saati el yordamıyla bulup susturdu. Yine sabah olmuştu işte. Bedenini yataktan zorla söküp çıkardı; ilk işi sert bir Türk kahvesi yapıp hızlıca içmek oldu. Aynı tempoda duşunu aldı, giyindi, koşar adım çıktı evden.  Aceleci olmak onun için artık olağan bir haldi… Bir yere yetişmesi gerekmese de yavaş yürüyemezdi… “Durmanın imkansızlaştığı” bir çağın …

Bayan Levi Devamı »

Ankara Eskişehir Arası Bir Hatcik Eder

 Yanağından çenesine doğru akan teri elinin tersiyle öfkelenerek sildi Hatcik. İçinden sunturlu bir küfür sallayıp koşmaya devam etti. Omzuna taktığı sırt çantası her adımında küt küt vuruyordu sırtına. Gücünün son damlalarıyla yürüyen merdivenlere doğru atıldı.  Yürüyen merdivenin yürümesini bekleyecek zamanı yoktu, “Hadi hadi!” diyerek geçti önündeki adamı ve koşarak çıktı basamakları, “Yetişemezsem mahvolurum,” diye yüksek …

Ankara Eskişehir Arası Bir Hatcik Eder Devamı »

İplikçi

 Ben Tahir, namı değer çopur Tahir.  Babama sorarsanız, olmaz olasıca Tahir.  İplik fabrikasında işçiyim, burada kimse sevmez beni. Hoş, ben de onları sevemedim ya!  Bu insanlar arkamdan ne lakaplar taktılar da gıkım çıkmadı, çopur Tahir’den tutun da pörtlek Tahir’e kadar, daha neler neler…  Ne istiyorlar benden anlamış değilim.  Tamam, fizikçe çirkin sayılırım çirkin olmak eşittir …

İplikçi Devamı »

Şairin Yarım Mısraları

“Gittiğim eğer bensem, söyle bana kimden gittim? Sende yoktum zaten ben, ben yine bende bittim. Nazım Hikmet Ran”  Anlamsız terk edilişlerimle dilime dolanıyordu şairin mısraları. Yarım kalmış dizeleri tamamlamakla meşguldüm. Neden bizim aşkımız hep yarım kalıyordu, Bayım? Aşklar neden bu kadar ucuzdu? Neden beni bir böcek gibi görüyordunuz? Bu yarımlık beni yüzeye çekiyordu, Bayım.  Günlerim …

Şairin Yarım Mısraları Devamı »

Tinder Avcısı

 Bir Tinder avcısının beni bulma olasılığı aklımdan bile geçmezdi. Ne arkadaşlık sitelerine ne de evlilik sitelerine hayatımda ne baktım ne de üye oldum. Zaten evli bir kişi olarak neden bakayım ki? Ne avlamak ne de avlanmak isterim. 50 yıl önce avlanmışım yeter.  Nedense son zamanlarda Tinder avcıları gibi internet avcıları da çoğaldı. Beni bile aradıklarına …

Tinder Avcısı Devamı »

Rüya

21. yüzyılın ilk çeyreği, Saat: 07:45, İstanbul, Bostancı  Alarm yerine biyolojik saatimize uygun şekilde uyanmak bizi ülke olarak en az elli yıl ileri götürür. Bir de ofise gitmiyorken bu saatte kalkmak… Zaten uzaktan çalışma da artık kabak tadı vermeye başladı. Patronlar mutlu olmaya başlayınca, bizim için bir şeyler ters gidiyor demektir. İşin ilginç tarafı herkes …

Rüya Devamı »