Öykü

Madenci

Hıncahınç trafik. Taksi, bir sürüngen gibi kıvrılıp süzülüyor. Gök gürültülü uçurumun kenarında, duruyor. Patronun kardeşinin gözleri Balaz’ın üzerinde. “Adamı neden yaktınız?” Balaz, derin bir iç çekip; “Ölmüştü…” diyebiliyor. Patronun kardeşi omuz silkiyor. “Öl-müş-tü… Öyle mi? Vay be! Demek ölmüştü. Peki adamı niye bagaja attınız ha! Adamı canlı canlı yakmışsınız. Neden? Şu olayı baştan anlat bakalım. …

Madenci Devamı »

Big Bang

                                                                           – 1-  Son basamağı çıkıp derin derin soluklandı. El yordamıyla çıkardığı anahtarları teker teker denedi, üçüncüsüyle açtığında merdiven ışığı daha yeni yanıyordu.  Kapıdaki “Uzman Psikiyatrist Prof. Dr. Hayri Kaya” yazılı tabela yine düşmüştü,  yerine yapıştırdı. Daireden bozma bir muayenehane. Hamiyet için buranın temizliği, gittiği evlerden  daha kolaydı, hastalarla görüşülen  oda hariç. Sadece orada neyi …

Big Bang Devamı »

Gezinenler

 Kayboldu. Yürüyüşüne başlayalı çok uzun zaman olmamasına rağmen başladığı noktayı seçemediği anda kendini bıraktı. Heyecanını, tutkusunu, yolculuğuna dair tasarladığı her şeyi bir anda unutuverdi. Durdu. Gezinen 1821.  Diğerlerini takip ederek geldiği noktalarda, kendi yolunu çizme fırsatı her eline geçtiği anda tekrar başka Gezinenler’i bekledi. Başlangıçta kendine sıkıca tembihlese de yürüyüşün tekil, öznel, bağımsız olması ona …

Gezinenler Devamı »

Sürpriz

 Birazdan gelecek metroyu, oturduğu bankta elindeki dergiye bakarak bekliyordu. Derginin kapağında bir trenin vagonlarının, birbirlerini görebildiği bir virajı alırkenki hâlinin fotoğrafı vardı. “Onu en son böyle bir mesafeden görmüştüm.” diye geçirdi içinden. Aynılığın içinde bir virajın iki ucu, acı bir tat vermişti ağzına. Birlikte bir yolda oldukları son günün sabahına, sevişen bedenleri hiç ayrılmayacak kadar …

Sürpriz Devamı »

14. Ahit

 Bundan tam 12 yıl önce yaşanan sınır savaşları nedeniyle inşa edilen 30 yer altı sığınağından biriydi 14. sığınak. Kullanımından kısa bir süre sonra yaşanan erozyon nedeniyle sığınağın tüm girişleri kapanmıştı ve bütün bağlantı noktaları ile irtibatını yitirmişti. Ancak yıllar sonra yapılan kazılar sonucu sığınağın giriş kapısına ulaşılabilecekti.  O gün, elinde fırçası ile toprakla kaplı demir …

14. Ahit Devamı »

Neokinikler

 BÖLÜM 1  Hasan, Konya bozkırlarında dördüncü geçim sıkıntısı olarak bir aileye fert olmuş ama rızkıyla gelmiş bir insan. Normal hikâyelerin aksine babasından çok annesi kötü rolü üstlenmiş olup geceleri migren çığlıkları atıyordu. Nöbetlerinin arkasında farklı sebepler arıyordu şehir doktorları. Çünkü sinir krizleri de meşhurdu Hasan’ın annesinin. Verilen antipsikozlar evdeki bayram şekerlerinin sayısını aşmıştı. Hatta Hasan …

Neokinikler Devamı »

Haberlerim Var

 Bugün ne yazayım diye düşürken zihnimin gözleri hiç ama hiç yaşamadığım bir hayali gördü. Hayal diyorum ama özellikle belirteyim iki dakikalık bir zamana sığmış değildi sanki bu. Belki de ışık hızıyla uzandım bu yolculuğa.  Günler, seneler hatta galiba yüzyıllar katlanarak aktı gitti o anda. Düş gücümün renklerine tezat hemen her gün mutlaka siyah giydiğim elbiselerimin …

Haberlerim Var Devamı »

Çift Çizgi

 Klozette oturmuş bekliyordu. Bildiği  duaları okuyor ancak  sonunu getiremiyordu.  Parmağının ucunda tuttuğu beyaz çubuk, birkaç dakika sonra hayatının yörüngesini belirleyecekti. Çaresizlik anlarının değişmez gerçeği olan akreple yelkovan,  ant içmişçesine milim milim ilerliyordu. İlk çizgi hemen oluşuvermişti. Belirleyici olan ikinci çizgiyi bekliyordu Öznur. Gözlerini kapattı. Tekrar açmaya cesareti yoktu. Bir süre öyle bekledi. İçinden saymaya başladı. …

Çift Çizgi Devamı »

Tekrar

 Ayşe’nin sesi boğazında bir yumru gibi büyüyordu. Gün henüz başlamamıştı ama o, akşama kadar kaç kez aynı kelimeleri tekrarlayacağını düşünmeye başlamıştı bile. Radyo istasyonunun eski binasının merdivenlerini tırmanırken basamakların tanıdık gıcırtısı ona eşlik ediyordu. Her basamakta, sanki merdivenler bile onunla ve tüm Dünya’nın işleyişi ile alay edercesine farklı bir ses çıkarıyordu.  Koltuğunun altındaki kalın dosya, …

Tekrar Devamı »

İstanbullu Posta Pulu – 3. Bölüm: Ekinoks

 Bugün günlerden ekinoks. Günlerin eşitlendiği, yıldaki iki seferden biri. Tüm Dünya Güneş’ten eşit payını alıyor. Güneş’in bile Dünya’ya eşit dağıtıldığı bir gün varken insanların eşit yaşadığı bir dakika bile yok. Ne garip, insan doğadan hiç ders almıyor! Sence insan bunu doğası gereği mi yapıyor yoksa doğasına aykırı yaşadığı için mi yaşayamıyor? Düşünüyorum, bu düş beni …

İstanbullu Posta Pulu – 3. Bölüm: Ekinoks Devamı »