Şiir

forêt d’existence

icap etmiş ferhunde hayat işte burdayız mor ötesi zıtlaklar içindeki mağrur dostlarım buradayız unutuşlardan ölesiye alacaklı, biraz nane mollayız kardeşdoğmuşlar ile kalleşdoğmuşların hazin ve görkemli hikayesinde bizler sonsuz sayıda türlü türlü başrollerde   belli ki açık etmiş hayat kendini bizle bebeklerin çığlıkları heriflerin tükürdüğü sevgiler hatunlar allıklar içinde kainatın borsasında dalgalanan kurdur insan olası olan …

forêt d’existence Devamı »

Buz-ACI

Ölüm kapımızı çalınca; “Bekle,” dedim ona. Açma sakın şu kapıyı. Çalar çalar gider belki. Sen sen ol Burada kal. Yanımda. Yanı başımda. Bilirim; Soğuktur oralar Çıkma dışarı.   Gözlerin kaldı Arkada. Ama bir kez aralamıştın o kapıyı. Soğuktu. Çok soğuktu. Buz kesti Her yanımızı.   Üşüdün. Isıtamadım ilk kez. “Gitme” dedim, bi-çare beni yine dinlemedin …

Buz-ACI Devamı »

Pi

sanırım sıfırım. tonla hayat planım, tonla teorim ve tonla çöpüm var benim ve ben kuş gibi hafifim. neyi önemsemem gerektiği ile ilgili tarihi ahşap  hücrelerim yandı. iyi ki…? yorum yapmak, naz niyaz dinlemek, kalıba girmek ve bütün bunlara karşılık “anlıyorum, doktora mı gitsek acaba?, çok eve tıkıldın bir dolansak, iyi olacak olacak, enerji al ver, …

Pi Devamı »

Ah

Rasyonalite, normalite ve rutinler abidesi Kirli sarı bir adam büstü gibi Aşırılık yok, haşa!                                         Doğular doğuya Batılar batıya Bayan Doğru ve Bay Titrek için İçki de içmiyor ne biçim Çinli Bir Kalkan yatıyor oysa mutfakta  Uslu bir kedi gibi Rakım nerede benim diyor İki olsun buzu Miyav Al sana bir şiir daha Şiirden bol …

Ah Devamı »

Esmer Yıldız

Gözlerindeki parıltıların okunaklı sanrılarında, Yüreğimin fısıltıları, sığınaklı tutsaklığa dönüşür. Sözlerindeki sarsıntıların dokunaklı yalnızlığında, Ellerimdeki bilinçaltı, silahaltına dönüşür. Özlemlerimden yeşerip filizlenince baharın medarıiftiharı, Közlerimden evrilir sancılarımın sınırsız yüce dağları. Çözümlerle dile gelince hor isyanın zor soruları, Duygularımın arzuları, esmer yıldıza dönüşür.  

Neşe

Neşe üstün olsa da kederden, büyük değildir o; Barıştır büyük olan, güç büyüktür. Neşe içinde parıldamaz yıldızlar, ne de akbaba Açmaz o gri yelkenlerini havada Üzerinde dağların; neşe için değildir aşınmış dağların Duruşu, yıllar su gibi akıp Uzun yamaçlarını aşındırırken. “Ne bir dağım ben ne de kuş Ne de yıldız; arıyorum neşeyi.” Türünüzün zayıflığı bu …

Neşe Devamı »

Lahza

                                                                                                                                                                  “yitip giden kadınlara” İçime vurur                 yüzünün yorgun dalgası Kırılıp köpürmeden                 hemen önce Salınır bugünün lahzasına   Suyun sesi durgun Zehir iner              suskunluktan. Yüklenir gıcırtısını geçmişin                   paslı menteşe   Birileri ölür, birileri kalır Göçük altında                   aç yatmış gece. Dantel örtüsünde divanın, Tan vaktini de besler Çocuklarını emziren Havva’lar …

Lahza Devamı »

Silüet

Nereden baksan                         yokuş Nereye baksan                       yok oluş İlmek ilmek kopuşların                              resmi Geride salt silueti kalan       …

Silüet Devamı »

Yaşama Övgü

  En azından bu ülke, aslında yaşadığı her ülke Kederiyle donanmıştır insanın. Hatırlayın bunu kutlamalarınızda. Yeni bir şey de değil bu kalmış unutulmuş zamandan, Geçici de değil, ama kesinlikle İnsan yaşamına ilişik. Yaşamı övün, övgüyü hak eder o, ama acıyı unutan Yaşamın övgüsü su kabağı İçinde şıngırdayan çakıl taşıdır ancak. Robinson Jeffers (Türkçeleştiren Ersin Engin) …

Yaşama Övgü Devamı »