Rahmi’nin Yolu

 Saat 05:00. Rahmi Bey, sabah namazını kıldıktan sonra cırcır böcekleri korosu eşliğinde bir traş merasimi düzenledi. Günlük duşunu bol sabunla yaptı. Bıyık bırakmasını hiçbir cırcır beklemiyordu ama zaten o şaşırtmayı seven bir insandı. Aniden gelen bıyık bugünü de şaşırttı.  Evinde başka biri daha yaşasaydı belki onu da şaşırtabilirdi ama ömrünü  bu konakta yalnız geçirmesi de …

Rahmi’nin Yolu Devamı »

Çöl

Başak’a… / Dhafer Youssef – Soupir Eternel/Sonsuz İç Çekiş (Yaşanmış kaç anıyı anımsadığımı asla bilmem: iyileri daha iyi, kötüleri unutur, mükemmelleştirir, yeniden yaratırım. Bazen de belli olmaz, ansızın karşıma çıkar ve yalan bile olsa tınılarına uyum sağlar, geçmişi gerçek sanır, gerçekliğine emin bile olamasam da. Hayal ve gerçek arasında işimize geleni seçerim.)  Seneler geçti, ilk …

Çöl Devamı »

Türkiye’de Emekçi Sınıf

 Bir ülkenin en geniş ve etkili sınıfı olan emekçi sınıf, çoğu zaman göz ardı edilen, yoksulluk içinde hayatta kalma mücadelesi veren bir sınıf olmuştur. Her ne kadar ülkelerin ve toplumların bel kemiği olsalar da hak ettikleri değeri bir türlü görememişlerdir. Ülkesi ve toplumu için uzun saatler boyunca emek verip üreten, fakat bu emeğin karşılığını bir …

Türkiye’de Emekçi Sınıf Devamı »

Güneşin Kırmızılıkları

Yoksa da vardır, Kalbinin en ücra köşesinde, Bana bıraktığın bir damla miras. En tenha köşesinde kalbinin, kırmızılıklar saklıdır. Hazana yol verip yıldızlara yeşermeliyim. Sarsıntılar yoldaşsa bir de yoluma, Dalgalar yorulmaz ibretlik hâlime. O hâlde, bu devirden çok uzaklarda, Âleme zindan kapamalı.

Sanat ve Medyanın Felsefi Boyutları: Estetik, Algı ve Anlamın İnşası

 Sanat ve medya, çağlar boyunca insan deneyimini şekillendiren, toplumsal bilinçaltını yansıtan ve kültürel dönüşümleri hızlandıran iki temel unsur olmuştur. Sanatın estetik boyutları ve medyanın iletisel gücü, bireyin algısal dünyasını derinlemesine etkileyerek hem bireysel hem de kolektif kimliklerin inşasına katkıda bulunur. Bu yazı, sanat ve medyanın felsefi temellerini ele alarak estetik, algı ve anlam inşası bağlamında …

Sanat ve Medyanın Felsefi Boyutları: Estetik, Algı ve Anlamın İnşası Devamı »

avucumdaki define

geveze kazma olmuş dilimle konuştukça kazmışım derinlere inatçı kürek olmuş umudumla atmışım üstümdeki toprağı dinlemişim kalabalığı sabırla sessizce çıkmamışım kuyudan yıllarca biriktirmişim içimdekileri saçılacak sözleri mahzende saklamışım yanlış yerlerde aramışım onca yıl oysa avucumdaymış define

Basit

 Mehmet Efendi, yetmiş sekiz yıllık ömründe ilk defa pencereden dışarı bakarken hiçbir şey görmüyordu aslında. Gözleri açıktı evet, ama ruhu çoktan teslim olmuştu yaşlılığın karanlık boşluğuna. Her sabah aynı saatte, aynı koltuğa aynı pencerenin önüne oturmasının tek sebebi, yarım asırlık alışkanlığıydı. Karısı Nergis Hanım’ı kaybedeli tam beş yıl olmuştu ve o günden beri evinin içinde …

Basit Devamı »

Hıdırellez Dilekleri

 Çiçek pazarındaki küçük kırmızı turpları görünce iki bağ aldım. Turpların üzerine yeni su serpilmişti, parlıyorlardı.  Eve gittiğimde yemeği hazırlamama fırsat vermeden hadi sahile gidelim, dedi. Evde yemekleri ben yapıyordum. Benim elimden gelmiyor hiç demisti. Rolleri bölüşmüştük. Fazla görev adamıydım. Telefon açıp soruyordum ona, bu akşam ne yesek diye. Uzun bir liste veriyordu, listeleri çok seviyordu. …

Hıdırellez Dilekleri Devamı »

Heykellerin Yüreği, Camille Claudel’de

 Duymuş muydunuz bilmem, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nin içinde bir müze var.    Ben de İstanbul’daki sıra dışı müzeler gezisinde keşfettim burayı.    Müzede; Cumhuriyet döneminde imzalanmış hastane kararname belgeleri, 1934 yılında ilk beyin cerrahisi ameliyatının Dr. Hami Dilek tarafından gerçekleştirildiği, ameliyat defteri, Ord. Prof. Dr. Mazhar Osman’ın – hastanenin ilk ismi –  kitapları ve stajyerleri ile …

Heykellerin Yüreği, Camille Claudel’de Devamı »

Tarih Çıkmazı

Hüznüm abartılıydı belki Geç geldim kendimden Hüsran vardı yanı başımızda Çok katmanlı bir argüman nehirden çıkarılmıştı Şişmiş bir su kıstası bir kalenin yakınına demirlenmişti, eski bir salla gidip geldim iki ömrün arasını Üzerinde, avucunda uçurumlar taşıyan bir kadın vardı Ve karşı kıyıda Yıllar sonra kendi gövdesine sürüklenmiş bir adam. Delikanlı bir sohbette bilmem kaç kere …

Tarih Çıkmazı Devamı »