Şiir

Rayiha

Kirişi serap için büken gücüm, bir atımlık mesafeden çaresiz şimdi. Düştü ay ışığında köpüren kelimelerim. Ortasından vurgun bir nota gibi dizgelere düştü Şiniklerle ölçülen ahretliğim nerede? Bayır çıkmaktan sol diz kapağım kayıp. Ayıp artık kendi nehrinden başkasına saka olmak YASAK bu mülkte karga vurmak… Yasak, koskoca harflerle yasak! İntizama aykırı bir med gibi, bu şimşir …

Rayiha Devamı »

Bir Yudum Kahve

Masanın üstünde İki fincan, birbiriyle bakışan İkisinin yanında kalplerinin yarısı, Yarısı daha güzel bir diğer yarısından Taşıdıkları yarımların rengi, altından Ve altlarında yuvarlak, çizgili bir divan Masanın üstüne boylu boyunca uzanmış iki hükümran! Yatakları hazırlanmış kahverengi bir ağacın ormanından Her şey ne hoş ne kadar da hazır. Tam zamanı bir yudum kahve olmanın, Öğütülmüş çekirdeklerin …

Bir Yudum Kahve Devamı »

Mardin, 1972

I. İlk kez Sokul Bakar’da gördüm o küçük çocuğu Büyümüş de küçülmüş derlerdi öylesine İşi bitince abbaralarda koşuyordu onu bekleyen annesine Keşke benim olsaydı Benim oğlum olsaydı Ya da kardeşim Koşsaydık birlikte O çocuk sensin hâlâ bir çocuksun Büyümüş ve küçülmemiş. İçten, sevgi dolu Yaşam sevinci dolu Sen çok yaşa çocuk çok Sevgin bitmesin Çok …

Mardin, 1972 Devamı »

Hüzün Valizi

İğneli valiz diyecektim, hüzün iğneden sivri yazılarında her çözüm müzmin yalnızlık valizinin yüküdür; ağı/r dil kaçıp kurtulmak ne mümkün; beden-ruh refakatçi yolda (kazanma hırsına nişan takanların dünyasını hoş görme kolayından çıkmaz; gidecek kaydı olmayanların kışı bu ölüme cila çekmek; dinci-kinci klan hilesi, olup-bitene cin zırhı nedensiz değil; yıkım karelerini sever ajansları vahşi semirme haberlerini süsler …

Hüzün Valizi Devamı »

bulunma hali

çok uzakta, nerede sırtımı verdim bir başka uzağa niye? boşluğunda salınan ayaklarıma su uzat tuz, balık, kâğıt gemiler sait faik öyküleri neden olmasın şu aklıma bazen çok gülüyorum oturup öğütler veriyorum yatırıp dizlerime ağıtlar niye? semaver’i al eline ipek mendilli kısmı oku kalbimi bulmaya ihtiyacım var bu sabah yatağımda kan gördüm uzun uzun izledim beni …

bulunma hali Devamı »

toz, toprak ve çamur

1- toz fikirlerim savrulup durdu esen yellerin dedikodularıyla tutunduğum dallar suspustu şarkılarımı söylerken sabrın ıslığıyla bir araya gelmem o kadar zordu birçok yerde olmanın inkârıyla [gerçekleri uyuturken suyun kitabı henüz olgunlaşmadı düşlerimin türabı] 2- toprak kendim ile verdiğim cenkten çıkamadım terbiye dedikleri dehşete hep sarıldım tüm cihanın vicdan yükünü arı ile taşıdım gittiğim yoldan daha …

toz, toprak ve çamur Devamı »

Düş Renksizi

tan vakti ağaran gök Ay’ı somuruyor -imsi tonlar yerine kasvete namzet gri ve denize akseden bulut gölgesiyle laciverte düşkün gözlerin gibi maviyle sarıdan olma hani bedenin başak tanımsı dokunulası hasada savrulur gibi ses veriyor yüreğin belli ki magma kıvamında yani al tonlarında asi dudaklarına da benzer gün ışığı yansırken içre yanakların pembemsi kulakların da öyle …

Düş Renksizi Devamı »

Sende Mevsimler

Buğday tarlalarından süzülüp gelen bu rüzgâr, Senin saçlarına da değdi mi? Bu gökyüzünün bulutları ve kederleri aşikâr. Peki bu yağmur…

çaçaron çeroki

binlerce dönüm umut sarardı gece gündüz güzellikler ekeni bir asık surat yakardı gülen ormanı artık su olmalısın çaçaron çeroki tüm…

Yangın

Yanlış değil, yanılmış değil, tümüyle yanmış bir halet-i ruhiye içindeyim. Kızıl sürünmüş, siyah kokan, koyudan da koyu, bir zemheri…