Şiir

Töz ve Şiir

Şair, düşünce ütopyasında beni mi yazmalı, bilince dönüşmüş duyarlılığı mı? Dizeler var, anlak ile his arasında çözülen hakikati yansıtır. Dizeler var, karanlığın distopyasında humma nöbetindedir. İnşa etmek için ille de yıkmak mı gerekir? Şiir, sadece ahenkli imgelerle kotarılmış metinden mi ibarettir? Şair öyle betimler ki halden hale dönüşen yaralı zamanı, anlar kelimelerin vicdanıyla törpülenir. Kimi […]

Töz ve Şiir Read More »

Rayiha

Kirişi serap için büken gücüm, bir atımlık mesafeden çaresiz şimdi. Düştü ay ışığında köpüren kelimelerim. Ortasından vurgun bir nota gibi dizgelere düştü Şiniklerle ölçülen ahretliğim nerede? Bayır çıkmaktan sol diz kapağım kayıp. Ayıp artık kendi nehrinden başkasına saka olmak YASAK bu mülkte karga vurmak… Yasak, koskoca harflerle yasak! İntizama aykırı bir med gibi, bu şimşir

Rayiha Read More »

Bir Yudum Kahve

Masanın üstünde İki fincan, birbiriyle bakışan İkisinin yanında kalplerinin yarısı, Yarısı daha güzel bir diğer yarısından Taşıdıkları yarımların rengi, altından Ve altlarında yuvarlak, çizgili bir divan Masanın üstüne boylu boyunca uzanmış iki hükümran! Yatakları hazırlanmış kahverengi bir ağacın ormanından Her şey ne hoş ne kadar da hazır. Tam zamanı bir yudum kahve olmanın, Öğütülmüş çekirdeklerin

Bir Yudum Kahve Read More »

Mardin, 1972

I. İlk kez Sokul Bakar’da gördüm o küçük çocuğu Büyümüş de küçülmüş derlerdi öylesine İşi bitince abbaralarda koşuyordu onu bekleyen annesine Keşke benim olsaydı Benim oğlum olsaydı Ya da kardeşim Koşsaydık birlikte O çocuk sensin hâlâ bir çocuksun Büyümüş ve küçülmemiş. İçten, sevgi dolu Yaşam sevinci dolu Sen çok yaşa çocuk çok Sevgin bitmesin Çok

Mardin, 1972 Read More »

Hüzün Valizi

İğneli valiz diyecektim, hüzün iğneden sivri yazılarında her çözüm müzmin yalnızlık valizinin yüküdür; ağı/r dil kaçıp kurtulmak ne mümkün; beden-ruh refakatçi yolda (kazanma hırsına nişan takanların dünyasını hoş görme kolayından çıkmaz; gidecek kaydı olmayanların kışı bu ölüme cila çekmek; dinci-kinci klan hilesi, olup-bitene cin zırhı nedensiz değil; yıkım karelerini sever ajansları vahşi semirme haberlerini süsler

Hüzün Valizi Read More »

bulunma hali

çok uzakta, nerede sırtımı verdim bir başka uzağa niye? boşluğunda salınan ayaklarıma su uzat tuz, balık, kâğıt gemiler sait faik öyküleri neden olmasın şu aklıma bazen çok gülüyorum oturup öğütler veriyorum yatırıp dizlerime ağıtlar niye? semaver’i al eline ipek mendilli kısmı oku kalbimi bulmaya ihtiyacım var bu sabah yatağımda kan gördüm uzun uzun izledim beni

bulunma hali Read More »

toz, toprak ve çamur

1- toz fikirlerim savrulup durdu esen yellerin dedikodularıyla tutunduğum dallar suspustu şarkılarımı söylerken sabrın ıslığıyla bir araya gelmem o kadar zordu birçok yerde olmanın inkârıyla [gerçekleri uyuturken suyun kitabı henüz olgunlaşmadı düşlerimin türabı] 2- toprak kendim ile verdiğim cenkten çıkamadım terbiye dedikleri dehşete hep sarıldım tüm cihanın vicdan yükünü arı ile taşıdım gittiğim yoldan daha

toz, toprak ve çamur Read More »

Düş Renksizi

tan vakti ağaran gök Ay’ı somuruyor -imsi tonlar yerine kasvete namzet gri ve denize akseden bulut gölgesiyle laciverte düşkün gözlerin gibi maviyle sarıdan olma hani bedenin başak tanımsı dokunulası hasada savrulur gibi ses veriyor yüreğin belli ki magma kıvamında yani al tonlarında asi dudaklarına da benzer gün ışığı yansırken içre yanakların pembemsi kulakların da öyle

Düş Renksizi Read More »