Ay: Aralık 2022

Bir Yudum Kahve

Masanın üstünde İki fincan, birbiriyle bakışan İkisinin yanında kalplerinin yarısı, Yarısı daha güzel bir diğer yarısından Taşıdıkları yarımların rengi, altından Ve altlarında yuvarlak, çizgili bir divan Masanın üstüne boylu boyunca uzanmış iki hükümran! Yatakları hazırlanmış kahverengi bir ağacın ormanından Her şey ne hoş ne kadar da hazır. Tam zamanı bir yudum kahve olmanın, Öğütülmüş çekirdeklerin …

Bir Yudum Kahve Devamı »

Mardin, 1972

I. İlk kez Sokul Bakar’da gördüm o küçük çocuğu Büyümüş de küçülmüş derlerdi öylesine İşi bitince abbaralarda koşuyordu onu bekleyen annesine Keşke benim olsaydı Benim oğlum olsaydı Ya da kardeşim Koşsaydık birlikte O çocuk sensin hâlâ bir çocuksun Büyümüş ve küçülmemiş. İçten, sevgi dolu Yaşam sevinci dolu Sen çok yaşa çocuk çok Sevgin bitmesin Çok …

Mardin, 1972 Devamı »

Esir Parmak

İçimde kopan bir gürültü ile uyandım bu sabah. Gecenin sesi açık kalmış. Gözlerimi fal taşı, kulaklarımı tıkalı… Kırk yıllık odam yabancı! Her şeyi sonradan anladığım gibi yine sonradan geldi aklım yanı başıma. Tamam dedim. Hepsi birer rüya. Değişen sadece takvim yaprağı. Gün, güneş, ben ve yarın hep aynı. Merhaba demek için bir sebep var mı? …

Esir Parmak Devamı »

Bir Hücre Olarak Kendine Sürgün

İlk sürgünü ana rahminden ayrıldığında başlar insanın ve böylece dünyaya fırlatılırız. Yerimizden, yurdumuzdan edilmek hiçbirimizin hoşuna gitmez, doğar doğmaz çığlığı basışımız da bu yüzdendir. Sonra farklı farklı sürgünler yaşarız, bunlardan biri de bir kalpten sürgün edilmektir. Bu sürgünden geriye savrulup, parçalanmış, enkaza dönmüş, dünyaya dargın bir ruh kalır. İçinden kopan çığlığa hapsolunca, çareler aramaya başlar …

Bir Hücre Olarak Kendine Sürgün Devamı »

Hüzün Valizi

İğneli valiz diyecektim, hüzün iğneden sivri yazılarında her çözüm müzmin yalnızlık valizinin yüküdür; ağı/r dil kaçıp kurtulmak ne mümkün; beden-ruh refakatçi yolda (kazanma hırsına nişan takanların dünyasını hoş görme kolayından çıkmaz; gidecek kaydı olmayanların kışı bu ölüme cila çekmek; dinci-kinci klan hilesi, olup-bitene cin zırhı nedensiz değil; yıkım karelerini sever ajansları vahşi semirme haberlerini süsler …

Hüzün Valizi Devamı »

Başına Buyruk Bir Dünya

“Yaşamın, bir kişinin iradesini sınamak için pek çok yöntemi vardır. Ya hiçbir şey olmamasını sağlar ya da her şeyin bir anda olmasını.” Paulo Coelho Bugün kendime söz verdim. Beklenti ve kin cümleleri kurmayacağım. Kurmayacağım işte. Şu cırcır böceği geveze ses istediği kadar konuşup dursun. Umurumda mı sahi? Cevap yok. Duymuyorum.“Ooo ruhun oturmuş tırnaklarını kemiriyor tatlım. …

Başına Buyruk Bir Dünya Devamı »

Çocukluk

Üstü toprak, tek katlı, kerpiç bir damda dünyaya geldim ben. O evde bizden önce yaşayanlar damın içini tahtalarla ikiye ayırmışlar, bir tarafında inekleri diğer tarafında kendileri kalırmış. Benim o eve dair pek hatırladığım bir şey yok ama sonrasında orayı ocaklık olarak kullandık biz. Bir köşesine hayvanların yemini koyuyorduk. Bacası olan diğer tarafta da anamlar ekmek, …

Çocukluk Devamı »

bulunma hali

çok uzakta, nerede sırtımı verdim bir başka uzağa niye? boşluğunda salınan ayaklarıma su uzat tuz, balık, kâğıt gemiler sait faik öyküleri neden olmasın şu aklıma bazen çok gülüyorum oturup öğütler veriyorum yatırıp dizlerime ağıtlar niye? semaver’i al eline ipek mendilli kısmı oku kalbimi bulmaya ihtiyacım var bu sabah yatağımda kan gördüm uzun uzun izledim beni …

bulunma hali Devamı »

Loş Ev

Yine kapıyı tıklatan kimse yok. Apartmandan çıt çıkmıyor. Uzaktan, komşunun evinden, ısrarla çalan telefonun sesi geliyor sadece. O susunca, ev yine sıkıntılı karanlığına bürünüyor. Üniversiteden yakın kız arkadaşım, bu sıkıntıyı atlatayım diye; “Çık yürü, ferahlarsın,” dedi. “Deniz kıyısında harika bir evde oturuyorsun, git, sahilin tadını çıkar.” Tat almak mı? O rüyayı gördüğümden beri, günleridir evin …

Loş Ev Devamı »