Ay: Şubat 2023

Kokusu, Tadı, Sıcaklığı…

“Yıkım gelince korkmamamız gerekir.” İyoni 5-21  Günlerce badem soyardık. Tek tek, içinin ince kabuklarını henüz nemliyken özenle soymalıydık. Bademlerin iç kabuklarını soyma işlerini, bizim gibi orta yaştaki çocuklara verirlerdi. Küçüklerin o kadar çok bademi soymaya gücü yetmez, büyük çocuklar ise, parmakları kalınlaştığı için biraz hoyratlaşır bademlere zarar verebilirlerdi. Yedi sekiz yaşlarında olanlar bu iş için …

Kokusu, Tadı, Sıcaklığı… Devamı »

Lastik Çizmeler

 Ayağına birkaç numara büyük gelen siyah lastik çizmeleriyle çamura bata çıka koşuyordu Samet. Yağmur geceden beri bardaktan boşanırcasına yağmış, lakin bulutlar ağlamaktan yorgun düşmüş olacak ki son birkaç saattir sadece uzaklardan gök gürültüleri duyulur olmuştu. 35 numara ayakların altında ezilen çamurun çıkardığı vıcık vıcık sesler, sabahın erken saatlerinde yer yatağında uyuyor numarası yaparken duyduğu ve …

Lastik Çizmeler Devamı »

Eğriye Şiir

Her sabah kuş sesleriyle uyandırmaya çalıştım yüzümdeki güleçliği, Denizlerden genç kızların intiharlarını çıkardım Ağaçların altına serdim ıpıslak bir sardunya çiçeğinin rengini. Zamanı ağırladım yaşlı bedenlerde; sağduyulu, korkusuzca… Topladığım sokağın sesinden acıları ayıkladım. Eski bir albümde yüzümü aradım siyah beyaz, Yeşile kattım çölümü Yer, dedim bu bulutlar yağmurları Kapımı açık bıraktım yıldızları gözlemleyip. Sahneler kurdum ve …

Eğriye Şiir Devamı »

şiire işmar

sözcükleri yan yana dizince miting yapmıyordu dizeler içgörü şehrinde ayaklanınca şiir koçbaşı ile sıradanlığın kapısı açılır imgeler gölünde taş sektiren çocuk dağın gözyaşları ile ıslanan şairdir doruğa yürüdükçe kendine yakınlaşan düşten ayak izleri ile oluşan patikadan geçer yazmak anlamı olan eylemdir her harfe tutunarak yol almak güneşin bilgeliği ile uyandırmak noktaları yıkarak, sınırları aşmak   …

şiire işmar Devamı »

Hâl

Sadece tek bir ülke var; yeryüzü. Sadece tek bir ulus var; insanlık. Sadece tek bir kader var; sevgi. Dr. F. M. Wibaut Yarın ne yapacağını bilmemek kadar kötü bir şey yok. Umarsızlar anlamazlar bu hâli. Onlar için gün doğmadan doğacak fırsatlar kapılarında bekliyordur, başlarına kötülük gelmesi ihtimaline de kördürler. Seçeneksizsen, gelecek züldür. Öyle bir andı. …

Hâl Devamı »

Talep Edilmeyen Kahvenin Dudaklarda Yarattığı Tedirginlik

Kum tanelerinin kararlı ıslaklığı kalbimin düğmelerini mühürledi Hangi göz kamaştıran otomobil yabancı kelimelerin yarattığı mesafeyi aramıza park etti? Ben hiçliği, Hiçbir şey gibi görüneni, Develerin basiretini korku ile kovarken Sen, uçucu parfümlerin zehrini ve balçıktan sözcükleri beline kemer ettin! Böğrümde kayaların taş uyandıran yaprakları sararırken, Hırs boyalı kalemim, hörgücümün basiretini bileyen ellerim, Modernlik üzerine lekeler …

Talep Edilmeyen Kahvenin Dudaklarda Yarattığı Tedirginlik Devamı »

İzmarit

 Çocukluğuma dair hatırladıklarım, zihnimi ne kadar zorlarsam zorlayayım beş yaşından öteye gidemiyor ne yazık ki. En eski olanlar dâhil, kendimi önemli biri gibi hissettiğim, sevildiğime inandığım en ufak bir anım bile yok. Belki de dünyanın adil bir yer olduğuna inanıp, hayata sıkıca bağlanmama neden olacak “şey” bir türlü hatırlayamadığım bu ilk beş yıldadır. Eğer öyleyse …

İzmarit Devamı »

Kuyu

 Elinden hürriyeti alınmış bir aylık kelebeğim. Tamamlanmamış hayatım, kesik kesik ilerliyor. Çer çöpe bulanmış ve balçıklı. Doğruları görmeme engel olan alkol, sığınağım olmuş. Hataları yüzünden hayatı mahvolmuş bir bedbahtım.  Asansör, silah, kasa, para, bir türlü bir olamamış toplumdaki anlamsız şeyler. Bu sistem içinde bocalamış ben, hayatı hiçbir zaman sorgulamayan sen. Bir de yıkık dökük yaşamların …

Kuyu Devamı »

Bostanlı

Hangi ara sokağa çıkarsanız çıkın, sizi vapurun sesi eşliğindeki denizin kokusu sarmalar. Kentin gider boruları denize aktığı içindir ki, pek hoş bir koku sayılmaz. Ara sokağı geçip de ilerleyince, vapur iskelesine yanaşırsınız. Vapur iskelesinde bir seyyar köfteci var, Bostanlı insanını bildim bileli, bu köfteciye hayli meftundur. Deniz kenarındaki bir taburede yarım ekmek arası köfte yemeyeni …

Bostanlı Devamı »

Havuz

 Eskiden, çok eskiden bir gün… Hava günlük güneşlik, pırıl pırıl bir yaz ortası. Aile dostlarımızdan birinin evine gitmişiz. Ev çok kalabalık, kutlama havasında insanlar. Herkes neşeli ve telaşlı, bir koşturmaca var etrafta. Yemek hazırlığı, çatal bıçak sesleri, kahkahalar… Arka bahçede kocaman bir havuz var ya da ben küçük olduğum için bana büyük geliyor. Bir havuzla …

Havuz Devamı »