Ay: Mart 2023

Modern İnsan Sorgusu

 Asansörün kapısı ufak bir uyarı sesiyle açıldı. Kendimi birden buraya ait değilmiş gibi hissettim. Sanki birine ya da bir yere daha önce ait olmuşum gibi. Binadan ayrıldığımda yukarı doğru baktım ve benden katbekat büyük, dizilerde görülebilecek türden bir plazanın gözünü hissettim üzerimde. Hiçbir önemim yokmuş gibiydi ve plaza sanki benimle konuşuyordu. “Binanın dışına çıkan kimsenin …

Modern İnsan Sorgusu Devamı »

Lacivert

Kırmızı bir ay battı Lacivert şehrin üzerinde Ben yoksuldum, yoksundum Acımadım kimseye   Sen, orda duran, ceketli! Bu durakta bekleme Ne kimse geçer burdan Ne de tek heceli bir kelime   Ben yoksundum, yoksuldum Lacivert bir şehirde Ondan olsa gerek Acımadım kimseye   Bir Roman Kahramanı   Kıpırdıyor kökleri ince yeşil otların kumlar içinde. oysa …

Lacivert Devamı »

Rüzgârı Kısrak Gibi

bir mutluluk, okumak mahcup eder beni dar ağlarda bu dağlarda, bu çimlerde okumak mahcup eder beni dalgalar bu tenlerde daha açık, daha yüksek ve daha ulaşılmaz bir kelebek büyütüyorum düşlerim, gülüşlerim, sönüşlerimle … yağmur çiseliyor vücudumun bir taraflarına cesaretim bakışlarımdan daha sönük damlalar boyuyor yolları gri asfalt oluyor sana simsiyah gökyüzüne delik açıyoruz oradan atıyoruz …

Rüzgârı Kısrak Gibi Devamı »

Ağıt

Saklı baharlar kaldı kucağımda, Açmamış zambaklar hiç kokmayacak Hasret kalmış bir damla suya tomurcuk Narin boynunu bükülmüş usulca solmakta. Yürek çorak… Yürek soğuk… Yürek hasta… Yalancı baharlardan tek bir gün duayla, Sözde ağıt gözde yaş olmuş, Beyaz gecelerin sonsuzluğunda, Toprak utancından mahcup açmış koynunu, Ayva kokulu analar yağmakta. Toprak yarık… Toprak yorgun… Toprak yasta… Bağrıma …

Ağıt Devamı »

Enkaz Başında Beş Günün ve Mustafa’nın Ardından

 Sevgi dili nasıl başkaysa herkesin, acı dili de başka. Kendimi yerlere atıp saçımı başımı yolarak ağlayamıyorum ben, yazmak geliyor elimden sadece.  Beş gündür umudum hiç kaybolmadan bekledim, hiç tanımadığım bir arkadaşınla telefonda hüngür hüngür ağlayarak, dualar ederek, birbirimizi umutlandırarak bekledik, son ana kadar.  Sanki tüm duygular çarkıfelek çemberine dizilmiş an be an çevirdikçe bahtıma çıkanı …

Enkaz Başında Beş Günün ve Mustafa’nın Ardından Devamı »

Yeniden

Gaziantep’ten  Hayat dediğin nedir? Büyük bir hevesle inşa edilmiş umutlar yığını. Hiçbir şeyin olmayacağına kesin bir inançla durmaksızın koşulan bir maraton. Nizamla ilerleyen bu düzende birden ışık söner. İnşa edilen tüm umutlar yıkılıverir.  Göz görmez, kulak duymaz, dil konuşmaz olur. Nefes alışverişlerin anlamını yitirir. Geriye dağınıklık ve karanlık ortasında duran bir biz kalıverir. Tüm bu …

Yeniden Devamı »

Memleket

Bir yaman türkü düştü yüreğime Sözleri zehirden de acı Dilim varmıyor anlatmaya Can kemiğe dayandı Takvimler kaldı o günde Asırlık felaket dediler yarama Nereye baksa şu gözlerim İlişiyor ağlamaklı bir anaya Ama her şeye rağmen Sımsıkı sarıldık umuda Gözyaşlarıyla yıkandı dualar Tertemiz ulaşsın diye Hakk’a Ve inandık, tutuştuk el ele Bir an gelecek Güneş yükselecek …

Memleket Devamı »

Yalnızlığın Biyografisi

 Şair John Donne’un şu dizeleri, yalnızlığı diğer insanların varlığına bağlayan sıradan bir ölümlünün durumunu anlatır: “Herkesin ölümü azaltır beni / Çünkü insanlığa dahilim.”  Donne, bu satırları 1624’te yazmıştır ama afetler ve menfaatlerle kaplanmış günümüz yalnızlığını da içerir. İngiliz yazar Fay Bound Alberti’nin kaleme aldığı Yalnızlığın Biyografisi-Bir Duygunun Tarihi adlı kitap, başta İngiltere olmak üzere Batı …

Yalnızlığın Biyografisi Devamı »

Yüzüncü Kez Dil Üstüne

 Şiirin en küçük yapı taşını birçok edebiyatsevere sorsak, muhtemelen alacağımız cevap ya dize olur ya sözcük. Fakat çoğunluğun aksine şiirin en küçük yapı taşı, harflerdir. Harfler var eder şiiri. Aralarındaki birbirini tutan ya da tutmayan bağıntılar, şiirin yetkin unsurlarından yalnızca biridir. Tüm bu işi üstlenecek müessese ise elbette ki dildir. Dolayısıyla şiir için dil, bir …

Yüzüncü Kez Dil Üstüne Devamı »

Sağanak Sokak

 Arnavut kaldırımlı taş bir sokaktayım. Yol biraz yokuş. Akşamdan kalan yağmur kurumak için sebep bulamamış. Evlerin kuzey yamaçları hâlâ nemli, Güney yamaçları hep daha umutlu. Pencerenin açık kenarından sıyrılmış perde kaçmak için savrulurken, hiç şansının olmadığının farkında değil! Hava serin, kollarımı avuç içime alınca anlıyorum üşüdüğümü. Bekliyorum. Hiç gidesim yok bir yere. Varmak istediğim bir …

Sağanak Sokak Devamı »