Saadet
Esen ılık rüzgâr, radyodan gelen sesle sarmalanıp tatlı bir esintiye dönüşüyordu. İçeriden gelen ses, -Terliklerini giy! dedi. -Tamam! dedi diğeri, bezgin. Elini uzatıp açtı dolabın kapağını. Diğer eliyle çıkardı iki tabak, koydu masaya. Tencereyi aldı, ocağa yöneldi. Isıtmak için üzerine bıraktı. Kibriti çakar çakmaz yakıverdi altını. Mırnav koşarak girdi içeriye. Süründü bacaklarına. Dolandı eteğine. Eğildi …